Işık Üniversitesi Kurumsal Akademik Bellek
Işık Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
Bir grup üniversite öğrencisinde bağlanma stilleri ile narsisizm arasındaki ilişki : reddedilme duyarlılığının aracı rolü
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2017-01-05) Özdemir, Hazel Esin; Hayran, Rukiye; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı; Işık University, School of Graduate Studies, Master’s Program in Clinical Psychology
Bu araştırmanın temel amacı, bir grup üniversite öğrencisinde bağlanma stilleri ile narsisizm arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkide reddedilme duyarlılığının aracı rolünü incelemektir. Araştırma, İstanbul’da üç farklı üniversiteden seçilen 452 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aşamasında örneklem grubuna Kişisel Bilgi Formu, İlişki Ölçekleri Anketi, Narsistik Kişilik Envanteri, Kırılgan Narsisizm Ölçeği ve Red Duyarlığı Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 21.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Mann Whitney-U ve Kruskal Wallis Testleri gruplar arası farkları belirlemek için kullanılmıştır. Spearman rho Korelasyonu ise araştırmanın değişkenleri arasındaki ilişkiyi belirmek amacıyla kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, bağlanma stilleri ile narsistik kişilik özellikleri arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Bu sebeple, reddedilme duyarlılığının bu ilişkideki aracı rolüne bakılamamıştır. Ancak araştırma sonuçları, reddedilme duyarlılığı ile kırılgan narsisizm arasında pozitif yönde anlamlı ilişki olduğunu göstermiştir. Ayrıca, reddedilme duyarlılığı ile grandiyöz narsisizmin kendine yeterlilik boyutu arasında da pozitif yönde anlamlı ilişki olduğu görülmüştür. Son olarak, araştırmadan elde edilen bulgular ilgili literatür ışığında tartışılmış, çalışmanın sınırlılıkları ve gelecek çalışmalar için öneriler belirtilmiştir.
An analysis of project-based work of freelancers in it sector and development of a platform to facilitate it in Turkey
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-11-01) Yedekçioğlu, Ayşenaz Gözde; Altunbay, Seyhun; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Enformasyon Teknolojileri Yüksek Lisans Programı; Işık University, School of Graduate Studies, Master’s Program in Information Technologies
Project-based work model could be advantageous for both employees and employers. In fact, there are many business benefits of project recruitment: employers can gain access to the best talented and skilled job seekers, and it can save costs and time by project-based hiring rather than full-time recruitment. In addition, employees can also benefit from project-based work by having flexible work schedules, gaining new skills and practical experience. One of the most challenging problems of fresh graduates is finding a job since they have little or no work experience. In that case, working in a project-based role could be advantageous for those inexperienced employees by helping them to get practical experience in their degree subject. This could even lead to a full-time position in the future. Nowadays, most Information Technology (IT) leaders are offering remote roles with flexible project-based opportunities. However, in Turkey, in general, project based work is difficult to arrange. IT employees face difficulties in finding and establishing contracts for Project based work. The purpose of this study, as mentioned above, is to examine the current importance of project-based work and the deficiency felt in this field in Turkey, and therefore to develop a project-based job board which connects project owners with the right job seekers for their short or long term IT projects. In order to develop this project-based job platform, SQlite and DB Browser tools were used for database development purposes. The web application development was accomplished by using Django framework and Visual Studio Code as an integrated development environment.
Effects of humor, mood and brand perception on consumer buying intention
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-06-25) Khan, Muhammad Bilal; Özekan, Damla; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yöneticiler İçin MBA; Işık University, School of Graduate Studies, Executive MBA
This research examines the impact of mood, brand perception, and humor on purchase intention. The sole purpose of this study is to investigate the relationship amongst these variables and understand how they collectively impact how a consumer’s intention reaches and results in a purchase. It is recognized how important emotions are that play a crucial role in affecting consumer behavior and the growing importance of humor as a marketing tool in enhancing brand perception. By analyzing the interplay between mood, humor, brand perception, and purchase intention, this study will add and build upon the existing body of data in marketing and consumer psychology. The study employs a quantitative research methodology, utilizing survey questionnaires as the primary data collection tool. Through convenient sampling, 230 participants from Istanbul were asked to rate their mood, perceive the humor in marketing communications, evaluate brand perception, and indicate their intention which eventually leads them to buy a specific product or avail a certain service. Statistical analyses, such as correlation and regression, were used to investigate the relationships amongst the variables and analyze the predictive potential of mood, humor, and brand perception on purchase intention. The findings of this research offered a deeper dive with the insights, into the influence of mood, humor and brand perception on consumer’s purchase intention. It was found that positive mood and perceived humor in marketing communications positively affected brand perception, leading to increased purchase intention. The different connotations this research holds expand to marketing practitioners and brand managers, as it offers insights into the effective utilization of mood and humor in advertising campaigns to enhance brand perception and drive consumer purchase intention. By understanding the underlying mechanisms that link these variables, marketers can develop more targeted and persuasive marketing strategies.
EMDR ile travma odaklı sanat terapisi uygulamalarının çocuk ve ergenlerdeki travma sonrası stres düzeyine etkisinin karşılaştırılması : sistematik derleme ve meta-analiz
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-08-16) İnci Namlı, Nur; Aktan, Zekeriya Deniz; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Klinik Psikoloji Doktora Programı; Işık University, School of Graduate Studies, PhD (Doctorate) Program in Clinical Psychology
Bu araştırmada travma sonrası stres belirtilerini gösteren veya Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) tanısı almış olan çocuk ve ergenlerde gerçekleştirilen Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR) ile Travma Odaklı Sanat Terapisi (TO-ST) uygulamalarının etkisinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Ayrıca her iki terapi yönteminin etkisinin incelenmesinde çalışmalara ya da katılımcılara ait özelliklerin (katılımcıların yaş grubu, cinsiyetleri, uygulanan terapinin süresi ve seans sayısı, aile üyelerinin dahil olma durumu, araştırmanın yürütüldüğü ülke, katılımcıların maruz kaldığı travmatik tecrübe sayısı, araştırmada yarıda bırakma oranları, araştırmanın kontrol grubu seçimi, bireysel ya da grup terapi şeklinde yürütülme ile travmatik olay üzerinden geçen süre) etki büyüklüğünde yarattığı farklılık Metaregresyon analizleri ile yürütülmüştür. Standartlaştırılmış ortalama farkı (Hedges’ g) üzerinden etki büyüklüğü hesaplaması gerçekleştirilmiştir; Rastgele Etkiler Modeli ile heterojen dağılımların analizi yürütülmüştür. Yayın yanlılığı için Kırpma ve Doldurma, Huni Grafiği, Begg sıralı korelasyon testi, Egger regresyon testi, Rosenthal ve Orwin hata koruma sayıları incelenmiştir. Verilerin analizinde R ve R Studio v.4.3.3 içerisindeki meta paketleri kullanılmıştır. Elektronik veri tabanı incelemesinde öncelikle 1516 kayda ulaşılmıştır. Belirlenmiş olan içleme kriterleri kapsamında araştırma sonunda toplamda 17 çalışmaya (NEMDR = 11, NTO-ST = 6) ulaşılmıştır. Tedavi öncesi ve sonrasındaki ortalama farkları üzerinden genel etki büyüklüğü incelendiğinde, her iki yöntemin de sözü edilen klinik popülasyonda marjinal anlamlı düzeyde etkili olduğu; ancak etki büyüklüğü açısından Sanat Terapisinin lehine olduğu gözlemlenmiştir (EMDR için Hedges’ g = .68, 95% CI [-.03; 1.41], p = .06; Sanat Terapisi için Hedges’ g = 1.19, 95% CI [-.20; 2.58], p = .09). Yayın yanlılığına dair potansiyel riskler, hata koruma sayıları (EMDR için Rosenthal fail safe N = 177, Orwin fail safe N = 161; Sanat Terapisi için Rosenthal fail safe N = 222, Orwin fail safe N = 150), Begg sıralama korelasyon testi (EMDR için Kendall’s tau = .27, p = .28; Sanat Terapisi için Kendall’s tau = .33, p = .46) ve Egger regresyon testi (EMDR için t(9) = 4.04, p<.001; Sanat Terapisi için t(4) = 4.16, p<.001) üzerinden tartışılmıştır. Son olarak yapılan moderatör analizlerinde travmatik tecrübe sayısı her iki terapi yöntemi için de anlamlı bir düzenleyici etkiye sahipken (EMDR için B = -.29, p = .08; Sanat Terapisi için B = .05, p<.001), yarıda bırakma oranı Sanat Terapisi için anlamlı (B = .02, p<.001) olarak bulunmuştur; ancak diğer değişkenler için anlamlı bir düzenleyicilik etkisi saptanmamıştır. Elde edilen veriler literatürde yer alan diğer çalışmalarla karşılaştırılmış, Sanat Terapisinin EMDR’ye göre etkisinin yüksek olmasının olası sebepleri tartışılmıştır. Nörobiyolojik etki farklılıkları, çocuk ve ergenlerin sanatsal yaratımlara hakimiyeti olması, Sanat Terapisinin gelişim dönemlerine uygun olacak şekilde çerçevelendirilmesi ve sonuçta somut sanatsal üretimlerin varlığı gibi etmenlerin, Sanat Terapisinin daha fazla etki büyüklüğüne sahip olmasını açıkladığı düşünülmektedir. Randomize kontrollü çalışmalar üzerinden travma literatüründe EMDR ve Sanat Terapisi karşılaştırılmasının ilk defa yapılmasından ötürü bu araştırmanın literatürde öncül bir konumda olduğu gözlemlenmektedir.
Erken çocukluk dönemi çocuklardaki içselleştirme ve dışsallaştırma davranış problemleriyle annenin ebeveyn tutumları arasındaki ilişkide anne mükemmeliyetçiliğinin aracı rolü
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-24) İnce, Merve; Akçinar Yayla, Berna; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı; Işık University, School of Graduate Studies, Master’s Program in Clinical Psychology
Bu araştırma, annelerin ebeveyn tutumları ile çocuklardaki içselleştirme ve dışsallaştırma davranış problemleri arasındaki ilişkide anne mükemmeliyetçiliğinin aracı rolünü incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 3-6 yaş arası çocuğu olan 271 anne oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan annelerden sosyodemografik bilgi formu, Ebeveyn Tutum Ölçeği, Hacettepe Ruhsal Uyum Ölçeği ve Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeğini doldurmaları istenmiştir ve veriler çevrim içi olarak toplanmıştır. Araştırmanın temel hipotezini test etmek üzere yapılan analiz bulgularına göre aşırı koruyucu ve izin verici ebeveyn tutumları ile içselleştirme ve dışsallaştırma davranış problemleri arasındaki ilişkide annenin kendine yönelik mükemmeliyetçiliğinin aracı bir etkisi bulunmazken sosyal olarak belirlenen mükemmeliyetçiliğinin aracı bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Bununla birlikte demokratik ve otoriter ebeveyn tutumları ile içselleştirme ve dışsallaştırma davranış problemleri arasındaki ilişkide anne mükemmeliyetçiliğinin aracılık etkisinin anlamsız olduğu bulunmuştur. Annelerin ebeveyn tutumlarından otoriter tutumun annenin yaşadığı yerleşim birimine göre; aşırı koruyucu tutumun ise annenin eğitimi düzeyine, çalışma durumuna ve sahip olduğu çocuk sayısına göre anlamlı olarak farklılaştığı görülmüştür. Çocuklardaki içselleştirme davranış problemlerinin annenin eğitim düzeyine göre farklılaştığı görülürken, dışsallaştırma davranış problemlerinin ise çocuğun cinsiyetine göre anlamlı olarak farklılaştığı tespit edilmiştir. Mükemmeliyetçilik alt boyutlarında ise kendine yönelik mükemmeliyetçiliğin annenin yaşına göre; sosyal olarak belirlenen mükemmeliyetçiliğin ise annenin eğitim düzeyine göre anlamlı olarak farklılaştığı bulunmuştur. Sonuç olarak; araştırma, aşırı koruyucu ve izin verici ebeveyn tutumlarının içselleştirme ve dışsallaştırma davranış problemleri ile olan ilişkisinin sosyal olarak belirlenen mükemmeliyetçilik aracılığıyla ortaya çıktığını göstermektedir. Bu anlamda bu çalışma, Türkiye örneklemindeki ebeveynlerin tutumlarının ve mükemmeliyetçiliklerinin çocuklarının ruh sağlığı üzerindeki rolünün önemini göstermekte ve ebeveynlerin etkin ve olumlu ebeveynlik yaklaşımlarını edinmeleri konusundaki pratik uygulamaların gerekliliğini ortaya koymaktadır.