Işık Üniversitesi Kurumsal Akademik Bellek

Işık Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Yayın
Üniversite öğrencilerinin öz-şefkatleri ve bozulmuş yeme davranışları arasındaki ilişkide öz-eleştirel ruminasyonun aracı rolü
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-06-25) Zomp, Duygu; Akçinar Yayla, Berna; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı; Işık University, School of Graduate Studies, Master’s Program in Clinical Psychology
Bu çalışmada beliren yetişkinlik dönemindeki üniversite öğrencilerinin öz-şefkatleri, öz-eleştirel ruminasyonları ve bozulmuş yeme davranışları arasındaki ilişkiler incelenmiş olup öz-eleştirel ruminasyonun öz-şefkat ile bozulmuş yeme davranışları arasındaki aracı rolü de değerlendirilmiştir. Araştırmanın örneklemi, 18-25 yaş arası 46 farklı şehirde yaşayan, 95 farklı bölümde aktif öğrenim hayatı devam eden 498 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Katılımcılara sırayla Bilgilendirilmiş Onam Formu, Sosyodemografik Bilgi Formu, Yeme Bozukluğu Değerlendirme Ölçeği, Öz-Eleştirel Ruminasyon Ölçeği, Öz-Duyarlık Ölçeği uygulanmıştır. Kadınların yeme bozukluğu ve öz-eleştirel ruminasyon puanlarının erkeklerden istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek olduğu saptanmıştır. Kilolarından memnun olmayan katılımcıların yeme bozukluğu ve öz-eleştirel ruminasyon puanlarının, kilolarından memnun olan katılımcılara göre daha yüksek, öz-şefkat puanlarının ise anlamlı derecede daha düşük olduğu bulunmuştur. Ayrıca, kronik rahatsızlığı olan katılımcıların yeme bozukluğu ve öz-eleştirel ruminasyon puanlarının, rahatsızlığı olmayanlara kıyasla daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Kilo alma/verme amacı güzel/fit görünmek olan bireylerin yeme bozukluğu ve özeleştirel ruminasyon puanlarının kilo alma/verme amacı sağlıklı yaşamak olan gruptaki bireylerden istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek olduğu, öz-şefkat puanlarının ise düşük olduğu görülmüştür. Tek yönlü varyans analizi sonuçlarına göre, beden kitle indeksi (BKİ) gruplarına (zayıf, normal kilolu, fazla kilolu, obez) göre yeme bozukluğu puanları anlamlı şekilde farklılık göstermiştir. Zayıf bireylerin yeme bozukluğu puanlarının istatistiksel olarak anlamlı şekilde diğer gruplara kıyasla düşük olduğu, obez bireylerin ise istatistiksel olarak anlamlı şekilde diğer gruplara kıyasla yeme bozukluğu puanlarının yüksek olduğu bulgulanmıştır. Araştırma bulgularına göre, öz-şefkatin bozulmuş yeme davranışları ve öz-eleştirel ruminasyonu anlamlı şekilde negatif yönde, özeleştirel ruminasyonun ise bozulmuş yeme davranışlarını pozitif yönde yordadığı görülmüştür. Hiyerarşik çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, özeleştirel ruminasyonun, kontrol değişkenleri (kilo memnuniyeti, yeme bozukluğu dışında psikiyatrik tanı, kronik rahatsızlık, cinsiyet) ve öz-şefkat değişkeninin ötesinde, yeme davranışında bozulma üzerinde anlamlı bir yordayıcı olduğu bulunmuştur. Ayrıca, basit bir aracılık modeli incelenmiş ve öz-şefkat ile bozulmuş yeme davranışları arasındaki ilişkide öz-eleştirel ruminasyonun aracılık rolü olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular literatürle karşılaştırılarak tartışılmış ve çalışmanın alana sağladığı katkılar ile sınırlılıkları ele alınmıştır.
Yayın
Üniversite öğrencilerinde algılanan ebeveynlik tutumları ve psikolojik belirtiler arasındaki ilişkide öz-şefkatin aracı rolü
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-06-25) Sürücü Kulak, Ayşe; Akçinar Yayla, Berna; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı; Işık University, School of Graduate Studies, Master’s Program in Clinical Psychology
Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinin algılanan ebeveyn tutumları ve psikolojik belirtiler arasındaki ilişkide öz-şefkatin aracı etkisini incelemektir. Algılanan ebeveyn tutumları, anne duygusal sıcaklık, baba duygusal sıcaklık, anne reddedicilik, baba reddedicilik, anne aşırı koruyuculuk ve baba aşırı koruyuculuk alt ölçeklerini içermektedir Araştırmaya 137 kadın 54 erkek olmak üzere toplamda 191 üniversite öğrencisi katılmıştır. Araştırma değişkenlerini ölçmek amacıyla kullanılan ölçekleri sırasıyla Demografik Bilgi Formu, Kısaltılmış Algılanan Ebeveyn Tutumları-Çocuk Formu, Öz-duyarlık Ölçeği ve Kısa Semptom Envanteri oluşturmaktadır. Araştırma verileri çevrimiçi ortamda toplanmıştır. Verilerin analizi IBM SPSS Statistics 27 programında yapılmıştır. Araştırma sonuçlarını görmek amacıyla Pearson korelasyon analizi, güvenirlik analizi, Tek Yönlü ANOVA, Bağımsız Gruplar T-Testi, Hiyerarşik Regresyon ve PROCESS ile Aracılık Etkisi analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre cinsiyetin algılanan ebeveynlik tutumlarında, öz-şefkain bazı alt ölçeklerinde ve psikolojik belirtilerin bazı alt ölçekleri üzerinde anlamlı etkisi olduğu bulunmuştur. Ebeveyn eğitim durumunun da algılanan ebeveyn tutumları ve özyargılama üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu bulunmuştur. Aracılık etkisi analizleri algılanan ebeveyn tutumlarının 6 alt boyutu için de ayrı ayrı yapılmıştır. Bulgulara göre öz-şefkat algılanan anne duygusal sıcaklığı, baba duygusal sıcaklığı, baba reddediciliği, anne aşırı koruyuculuğu, baba aşırı koruyuculuğu ve psikolojik belirtiler arasındaki ilişkide tam aracılık etkisi olduğu bulunmuştur. Algılanan anne reddediciliği ve psikolojik belirtiler arasındaki ilişkide ise öz-şefkatin kısmi aracılık etkisi olduğu bulunmuştur.
Yayın
Türkiyede'ki sanat müzelerinin çevrimiçi çalışmalarının topluma erişebilirlik üzerinden değerlendirilmesi
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-03) Alemdar Çatalbaş, Sibel; Avcı Tuğal, Sibel; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Sanat Bilimi Doktora Programı; Işık University, School of Graduate Studies, PhD Program in Art Science
Müzeler, kültürel mirasın korunması, erişimi ve sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla önemli kültürel kurumlar olarak kabul edilmektedir. Sanat müzelerinde erişilebilirlik, herkesin sanat eserlerine eşit erişim sağlayabilmesi, farklı kültürel, fiziksel ve zihinsel ihtiyaçlara sahip bireylerin müze deneyiminden tam anlamıyla faydalanabilmesi anlamına gelir. Çevrimiçi eğitim yöntemleri, müzelerin global izleyicilere ulaşmasını sağlayarak coğrafi ve sosyal engelleri aşar ve sanatın daha geniş kitlelere erişimini mümkün kılar. Müzelerin erişilebilir olması, engelli bireyler için uygun düzenlemeler yapmasını, çeşitli dillerde bilgi sunmasını ve farklı toplulukların temsil edilmesini içerir. Bu bağlamda, sanat müzelerinin erişilebilirlik ilkesini benimsemesi, sanatın ve kültürel mirasın daha demokratik ve adil bir şekilde paylaşılmasını sağlar. Çevrimiçi teknolojiler, fiziksel olarak müzeleri ziyaret edemeyen veya dezavantajlı grupların erişimini sağlayarak sanatla olumlu bir bağ oluşturur. Çevrimiçi eğitim uygulamaları, pandemi gibi zorlayıcı dönemlerde sanat ve kültürle etkileşimi sürdürerek toplumun ruhsal ve entelektüel gelişimine katkıda bulunmuştur. Artan eğitim seviyesiyle müze ziyaretlerinin artması, toplumun genelinin müzelere ulaşımında sınırlamalar olabileceğini düşündürmektedir. Ancak çevrimiçi eğitim uygulamaları, interaktif öğrenme deneyimleri sunarak müzelerin eğitim ve bilgi merkezleri haline gelmesini sağlar. Çevrimiçi teknolojiler, fiziksel olarak müzeleri ziyaret edemeyen veya dezavantajlı grupların erişimini sağlayarak sanatla olumlu bir bağ oluşturur. Teknolojik yöntemler ve çevrimiçi erişim uygulamaları, müzelerin entelektüel erişimi genişletme, toplumun eğitimine katkıda bulunma ve estetik deneyimleri demokratikleştirme yönündeki potansiyelini artırmıştır. Çevrimiçi teknolojiler, fiziksel olarak müzeleri ziyaret edemeyen veya dezavantajlı grupların erişimini sağlayarak sanatla olumlu bir bağ oluşturur. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'deki sanat müzelerinin çevrimiçi faaliyetlerinin toplumun entelektüel erişimini nasıl etkilediğini ve bu alandaki uygulamaların nasıl geliştirilebileceğini anlamaktır. Çalışma ile sanat müzelerinin çeşitli sosyal gruplardan bireylerin entelektüel erişimini sağlamaya yönelik çalışmalarını değerlendirmek ve müzelerin çevrimiçi uygulamalarının topluma ulaşabilirliği üzerindeki etkisini belirlemek hedeflenmiştir. Türkiye'deki sanat müzelerinin tüm kitlelere etkin bir şekilde ulaşabilmesi için gerçekleştirdikleri çevrimiçi uygulamaların incelenmesine yönelik araştırmalar yapılmıştır. Tezin örneklemi, Türkiye'de çağdaş sanat sergileri düzenleyen, eğitim etkinlikleri gerçekleştiren, çevrimiçi ortamlarda varlık gösteren ve eğitim ile iletişim bölümlerine sahip sanat müzeleri ve sanat merkezlerini içermektedir. Bu kapsamda araştırmanın örnekleminde Pera Müzesi, Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul Modern Sanat Müzesi, Odunpazarı Modern Müze ve müze niteliğinde faaliyet gösteren ARTER (Kültür ve Sanat Merkezi) yer almaktadır. Araştırmada öncelikle literatür taraması ve vaka incelemeleri yapılmıştır. Daha sonra bu müzelerin toplumla bağlarını neden güçlendirmek istediği ve bu amaçla hangi çalışmaların yapıldığı ve planlandığı hakkında bilgi edinmek için belirlenen sanat müzeleri yetkilileri ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bunlara ek olarak, çevrimiçi müze etkinliklerini deneyimlemiş izleyicilerin görüşleri hakkında veri toplamak amacıyla anket çalışması uygulanmıştır. Bu yöntemlerle, çalışmanın derinlemesine bir anlayış sağlayan nitel verileri ve geniş bir katılımcı kitlesinden istatistiksel analizler yapmaya olanak tanıyan nicel verileri bir araya getirilmiştir. Araştırmanın bulguları, çevrimiçi müze çalışmalarının geniş kitlelere ulaşmada ve entelektüel erişimi artırmada önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Özellikle Instagram'ın en etkili platform olduğu, diğer sosyal medya platformlarında ise daha düşük etkileşimlerin gözlendiği belirlenmiştir. Araştırma sonucunda izleyicilerin çevrimiçi gezinti memnuniyetinde cinsiyet, yaş eğitim seviyesi gibi demografik özelliklerine göre farklılıklar bulunmuştur. Örneğin kadınlar sanat müzelerinin çevrimiçi etkinliklerine daha olumlu yaklaşırken, 45-65 yaşlar arasındaki kullanıcıların çevrimiçi gezinti memnuniyeti daha düşük bulunmuştur. Bununla birlikte yüksekokul/üniversite mezunu katılımcıların çevrimiçi gezinti memnuniyeti ve sanat müzelerine çevrimiçi olarak erişim kolaylığının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Müzelerdeki çevrimiçi uygulamaların geliştirilebilmesi için çevrimiçi etkinliklerin duyurularının daha etkili yapılması, etkileşimli içeriklerin artırılması ve erişilebilirlik uygulamalarının geliştirilmesi; Ayrıca, farklı yaş grupları ve cinsiyetler arasında memnuniyet farklılıkları gözlendiğinden, 45-65 yaşlar arasındaki kullanıcılar için müzelerin daha erişilebilir ve kullanıcı dostu çevrimiçi platformlar tasarlanmaları gerektiği tespit edilmiştir.
Yayın
The impact of entrepreneurship education on Generation Z
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-02-05) Haider, Areesha; Teker, Dilek; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yöneticiler İçin MBA; Işık University, School of Graduate Studies, Executive MBA
This thesis is based on measuring the effectiveness of entrepreneurship education on Generation Z. Measurements are made underlining the extent to which entrepreneurship education supports young individuals to form a positive attitude and behavior to start their own ventures, and the contribution of this education to young people's development of creativity and innovative skills in their career life is discussed. For this purpose, qualitative and quantitative analyses were applied using primary and secondary data collection methods. A sample of 201 people was surveyed. The purpose of this analysis is to determine how much Generation Z's thinking is influenced by entrepreneurship education. It examines how learning, personal development, materialistic goals and entrepreneurial aspirations interact. The research questionnaire was carefully and sensitively constructed to capture people's diverse perspectives. In order to measure the reliability and validity of the questions different statistical tests were performed including Descriptive Statistical analysis, Multiple Regression Analysis and Correlations analysis. The research survey is carefully and precisely constructed to capture the various viewpoints of people. The survey's findings showed that respondents' average scores on a wide range of questionnaire items were constantly high. This suggests that entrepreneurship education has a big impact on Generation Z's thinking. The dependability of the study questionnaire also confirmed reliable assessments of the underlying construct. The analysis's findings showed that entrepreneurship and a number of other parameters have positive relationships. These results contribute to a better comprehension of the relationship between entrepreneurship and education.
Yayın
Mobil ev uygulamaları ve afet sonrası geçici barınma potansiyelleri
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-05-30) Birer, Emre; Özsoy, Fatma Ahsen; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İç Mimarlık Yüksek Lisans Programı; Işık University, School of Graduate Studies, Master’s Program in Interior Architecture
İnsanların temel ihtiyaçlarından biri barınmadır ve barınmaya ilişkin yeni çözümler üretilmektedir. Öncelikle Amerika ve Avustralya'da ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan küçük ev akımı bu çözümlerden biridir. Küçük ev akımı çoğunlukla sürdürülebilir, erişilebilir ve konforlu bir yaşam tarzını benimseyen kişiler tarafından tercih edilmektedir. Küçük evlerin bir çeşiti olan, mobil evler, taşınabilen ve modüler yapıya sahip konutlardır ve çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Bu amaçlar arasında tatil evi, konuk evi, seyahat edenler için konaklama, afet sonrası barınma ve hatta kalıcı konut olarak kullanımı bulunmaktadır. Mobil evler, genellikle bir römork veya şase üzerine yerleştirilmiş olup, taşınabilirliklerini artırmak için küçük boyutlarda tasarlanmaktadır. Her ülkede görülen doğal afetler toplumlara, devletlere ve afetleri yaşayan insanlara birçok fizyolojik ve psikolojik hasar vermektedir. Afet sonrası oluşan bir dizi ihtiyacın başında barınma konusu gelmektedir. Özellikle barınma alanındaki ihtiyaçlara devletler ve kuruluşlar hızla çözüm bulmaya çalışmaktadırlar. Bu tez de afet durumlarına hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edebilmek amacıyla mobil ev uygulamalarının ve geçici barınma potansiyellerinin değerlendirilmesini konu almaktadır. Afet sonrası acil barınma ihtiyaçlarına yönelik çözümleri inceleyerek, iç mekân donanımlarına sahip, sürdürülebilir, dayanıklı, modüler ve erişilebilir mobil ev tasarımlarını analiz etmektedir. İlk olarak, mobil ev uygulamalarının avantajlarına ve dezavantajlarına bakıldı. Bu uygulamaların mobilite, enerji verimliliği (sürdürülebilirliği) ve erişilebilirliği incelendi. Ardından, afet durumlarında acil barınma ihtiyacını karşılamak üzere tasarlanan geçici barınma çözümleri ele alındı. Bu kapsamda, taşınabilir barınma birimleri, konteyner evler ve benzeri uygulamaların avantajları ve sınırlamaları değerlendirildi. Tez de farklı mobil ev tasarımlarının afet durumlarında nasıl kullanılabileceğini ve bu evlerin geçici barınma potansiyellerini araştırarak, tartışılmaktadır. Ayrıca, bu tasarımların toplumların ihtiyaçlarına uygunluğunu ve afet sonrası hızlı müdahale için ne kadar etkili olduklarını belirlemeye yönelik bir çalışma sunmaktadır. Sonuç olarak, afet durumlarında hızlı ve etkili bir barınma çözümü sağlamak üzere mobil ev uygulamalarının ve geçici barınma potansiyellerinin sistematik bir şekilde incelenmesini amaçlamaktadır.