Işık Üniversitesi Kurumsal Akademik Bellek

Işık Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Yayın
Obsesif kompulsif bozuklukta göz-izleme teknolojisi kullanımı
(Işık Üniversitesi Yayınları, 2024-10-31) Okandan, Buse; Erdoğdu, Emel
Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), bireylerin iş, sosyal ve aile yaşantılarında ciddi problemlere yol açan, işlevselliklerini sınırlayan obsesyonlar ve kompulsiyonlarla karakterize edilen bir bozukluktur. OKB, psikolojik ve bedensel semptomlara ek olarak bilişsel işlevlerde de bozulmalara neden olabilmektedir. Bu bozuklukların temel nedenlerini anlamak ve uygun tedavi yöntemleri geliştirmek amacıyla kullanılan araştırma yöntemleri, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte çeşitlenmektedir. Son yıllarda bilişsel işlevleri (dikkat, tepki ketleme, görsel-uzamsal yetenekler gibi ) incelemede etkili bir araç olarak görülen göz-izleme teknolojisi bu alanda giderek yaygınlaşmaktadır. Göz-izleme teknolojisi, göz konumu, hareketleri ve göz bebeği değişimlerini ölçme yeteneğine sahiptir. Bu çalışma, OKB’de göz-izleme yönteminin kullanımını ele alan güncel literatürdeki araştırmaları incelemektedir. 2010 ve Eylül 2024 tarihleri arasında yayınlanmış çalışmalara erişmek için Google Akademik, Pubmed, EBSCO EDS, Cambridge Journals gibi veri tabanlarında, Obsesif-Kompulsif Bozukluk, Eye-Tracking, Gözİzleme gibi terimler kullanılarak arama yapılmıştır. Derleme, göz izleme cihazları kullanarak OKB'de çeşitli bilişsel işlevleri ölçen 14 makaleyi içermektedir. Sonuçlar, göz-izleme teknolojisinin OKB’nin heterojen yapısına bağlı araştırma zorluklarını aşmada etkili olabileceğini, daha objektif veriler sağladığını ve geleneksel nöropsikolojik testlerle elde edilen bulguları desteklediğini göstermektedir.
Yayın
Atmosphere of place: a look at Olafur Eliasson’s art through Peter Zumthor’s principles
(Işık Üniversitesi Yayınları, 2024-10-31) Özer, İpek
The atmosphere of a space has a multilayered structure and it is related to experience, interaction between body and space and senses. Experiencing the space is crucial for perceiving the atmosphere. Additionally, when the experience appeal to multiple senses—such as touch, hearing, and smell, rather than just sight— it became enriched. Given this, it can be said that a multisensory experience is necessary for a holistic perception of a space’s atmosphere. The main aim of this study is to understand the concept of atmosphere in architecture and to explore how it can be created. The study first discusses the concepts of space, experience, relationship with senses and atmosphere. Then, nine principles defined by architect Peter Zumthor, who focuses extensively on the concept of atmosphere were examined. Since atmosphere is an abstract concept, Zumthor’s nine principles contribute to a more concrete understanding of the elements that create atmosphere. Following this, the study analyzes the atmosphere in three works by artist Olafur Eliasson: “The Weather Project,” “Din Blinde Passenger,” and “Reality Projector,” by using Zumthor’s insights. This analysis identifies the elements contributing to the creation of atmosphere and highlights the importance of multisensory experience.
Yayın
Görsel Değerlendirmede Görüntü Özelliklerinin Algıya Etkisi
(Karadeniz Doğa ve Çevre Derneği, 2024-12-30) Çağlayan, Ayça Yeşim; Uzun, Adnan
Katılımcı planlama yaklaşımında taslak projeye ait görüş alınması için görselleştirmelerin kullanımı kaçınılmazdır. Bu süreçte güvenilir ve gerçekçi görüntülerle araziye ait yeterli ve doğru görsel bilginin kullanıcıya aktarımı önemlidir. Çeşitli fiziksel koşullarda tesadüfi yapılan fotoğraf çekimi, arazinin farklı algılanmasına dolayısıyla kullanıcı görüşlerinin değişmesine yol açan görüntülerin oluşmasına neden olabilmektedir. Değerlendirme sırasında kullanıcı algısına etki edebilecek bu faktörlerin bilinmesi görüntülerin güvenilir ve geçerli verilerle tartışılmasını sağlayacaktır. Çalışmada peyzajın görsel değerlendirmesinde öne çıkan görüntü özellikleri olarak derinlik, ışık, çizgisel grafik ve kompozisyonun kullanıcı algısına etkisi incelenmiş ve fotoğrafın değerlendirmede kullanımı irdelenmiştir. Görüntü değişkenlerinin farklı arazi koşullarında etkisinin saptanması amacıyla İstanbul İli Boğaziçi Bölgesi’nin doğal kaynak özelliğini yansıtan önemli kent korularından alınan temsili görüntülerin çizgisel strüktürü ortaya konarak çizgisel grafik analizi yapılmıştır. Dijital ortam ve serbest el çizimlerinin yardımıyla soyutlaması yapılan bu görüntülerde çekim zamanı, ışık yönü, hava koşulu, kontur /silüet çizgisinin varlığı-devamlılığı, görüntü düzlemi, odaklanma ve ufuk çizgisinin yeri, algıya etkisi açısından incelenmiştir. Kış mevsimine ait görüntülerde güçlü kontur çizgisinin devamlılığı, çizgilerin biçimsel değişimi ve perdelenme, algı üzerinde oldukça etkili olurken, odaklanma, arka plan düzleminin varlığı, perdelenme ve doğrusal perspektif ise yaz mevsimine ait görüntülerde etkili olmaktadır. Çalışmada fotoğrafların görsel değerlendirme sürecinde bir araç olarak kullanımı, özellikle çizgisel grafik ve kompozisyona ait bulgular kapsamında irdelenerek bazı öneriler getirilmiştir.
Yayın
The development and the policies of health systems in Türkiye and Saudi Arabia: a comparative study (1960-2020)
(Işık Üniversitesi Yayınları, 2025-04-30) Alekhwan, Tasnim
This study sought to compare Saudi Arabia's and Türkiye's health systems from 1960 to 2020. A comparative approach was used, using historical data, such as demographic information, life expectancy, infant mortality rate, urban and rural population, and the number of health professionals and individuals per health professional. The budgets of the Ministry of Health were also reviewed. The state budget, gross domestic product, the number of hospitals and beds, and their distribution between each country's private and public sectors are also analyzed. The study reached several conclusions, including that Türkiye and Saudi Arabia have made major changes in health care to make it better and more accessible over the past 60 years. The way health care is paid for differs, as Türkiye has a universal system, and Saudi Arabia uses public and private insurance. Access to health care services has become easier now in both countries, but there are still problems in obtaining affordable and available treatment. Improving the quality of health care and maintaining patient safety are important focuses in both countries. They are investing in new infrastructure and technology. Health care systems in Türkiye and Saudi Arabia have their unique characteristics.
Yayın
Yapay zekâ ve yükseköğrenimin dönüşümü
(Işık Üniversitesi Yayınları, 2025-04-30) Koloğlugil, Serhat
Bu çalışma, yapay zekâ (YZ) teknolojilerinin yükseköğrenim kurumları üzerindeki etkilerini tarihsel, sosyo-teknolojik ve pedagojik bir perspektifle ele almaktadır. Makalede, endüstriyel toplumun ihtiyaçlarına göre şekillenmiş mevcut üniversite yapısının, üretken YZ teknolojilerinin ortaya çıkardığı yeni dinamikler karşısında yetersiz kaldığı savunulmaktadır. ALM hipotezine atıfla, yalnızca rutin bilişsel işlerin değil, aynı zamanda yaratıcı ve üst-bilişsel görevlerin de YZ sistemleri tarafından ikame edilmeye başlandığı vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, üniversitelerin yalnızca öğrencilerini bilgiyle donatmakla kalmayıp; onların yaratıcı, eleştirel düşünebilen ve muhakeme yapabilen bireyler olarak yetişmesini destekleyen yeni bir eğitim paradigmasına ihtiyaç duyduğu ileri sürülmektedir. Çalışmada, üç temel dönüşüm alanı öne çıkarılmaktadır: öğrencilerin üst-bilişsel yetkinliklerini geliştiren tematik ve bağlama dayalı öğrenme modelleri; YZ araçlarının bireyselleştirilmiş öğrenme süreçlerine entegrasyonu; ve üniversitenin bir platform olarak yeniden kurgulanması. Sonuç olarak çalışmada YZ çağında üniversitelerin hem kendi organizasyonel yapıları hem de pedagojik yaklaşımları açısından köklü bir dönüşüm geçirmeleri gerektiği ortaya konmaktadır.