Işık Üniversitesi Kurumsal Akademik Bellek
Işık Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
The development and the policies of health systems in Türkiye and Saudi Arabia: a comparative study (1960-2020)
(Işık Üniversitesi Yayınları, 2025-04-30) Alekhwan, Tasnim
This study sought to compare Saudi Arabia's and Türkiye's health systems from 1960 to 2020. A comparative approach was used, using historical data, such as demographic information, life expectancy, infant mortality rate, urban and rural population, and the number of health professionals and individuals per health professional. The budgets of the Ministry of Health were also reviewed. The state budget, gross domestic product, the number of hospitals and beds, and their distribution between each country's private and public sectors are also analyzed. The study reached several conclusions, including that Türkiye and Saudi Arabia have made major changes in health care to make it better and more accessible over the past 60 years. The way health care is paid for differs, as Türkiye has a universal system, and Saudi Arabia uses public and private insurance. Access to health care services has become easier now in both countries, but there are still problems in obtaining affordable and available treatment. Improving the quality of health care and maintaining patient safety are important focuses in both countries. They are investing in new infrastructure and technology. Health care systems in Türkiye and Saudi Arabia have their unique characteristics.
Yapay zekâ ve yükseköğrenimin dönüşümü
(Işık Üniversitesi Yayınları, 2025-04-30) Koloğlugil, Serhat
Bu çalışma, yapay zekâ (YZ) teknolojilerinin yükseköğrenim kurumları üzerindeki etkilerini tarihsel, sosyo-teknolojik ve pedagojik bir perspektifle ele almaktadır. Makalede, endüstriyel toplumun ihtiyaçlarına göre şekillenmiş mevcut üniversite yapısının, üretken YZ teknolojilerinin ortaya çıkardığı yeni dinamikler karşısında yetersiz kaldığı savunulmaktadır. ALM hipotezine atıfla, yalnızca rutin bilişsel işlerin değil, aynı zamanda yaratıcı ve üst-bilişsel görevlerin de YZ sistemleri tarafından ikame edilmeye başlandığı vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, üniversitelerin yalnızca öğrencilerini bilgiyle donatmakla kalmayıp; onların yaratıcı, eleştirel düşünebilen ve muhakeme yapabilen bireyler olarak yetişmesini destekleyen yeni bir eğitim paradigmasına ihtiyaç duyduğu ileri sürülmektedir. Çalışmada, üç temel dönüşüm alanı öne çıkarılmaktadır: öğrencilerin üst-bilişsel yetkinliklerini geliştiren tematik ve bağlama dayalı öğrenme modelleri; YZ araçlarının bireyselleştirilmiş öğrenme süreçlerine entegrasyonu; ve üniversitenin bir platform olarak yeniden kurgulanması. Sonuç olarak çalışmada YZ çağında üniversitelerin hem kendi organizasyonel yapıları hem de pedagojik yaklaşımları açısından köklü bir dönüşüm geçirmeleri gerektiği ortaya konmaktadır.
İktisadi büyümeyi doğadan ilham alan teknolojiler ile yeniden düşünmek: biyomimikri, yapay zekâ ve döngüsel ekonomi
(Işık Üniversitesi Yayınları, 2025-04-30) Taşbaşı, Aslı
Üretim ve tüketim artışına dayalı anaakım iktisadi büyüme modelleri, küresel ölçekte çevresel tahribatı ve toplumsal eşitsizlikleri derinleştirmiş; piyasa odaklı reçeteler ise bu sorunlara etkili çözümler üretememiştir. Bu çalışma, ekolojik iktisadın kuramsal temellerinden hareketle, biyomimikri ve döngüsel ekonomiyi büyümeyi yeniden tanımlayabilecek dönüştürücü unsurlar olarak ele almakta; gezegenin sınırlarını gözeten, teknolojik ilerleme ve toplumsal refahı önceleyen alternatif bir paradigma önermektedir. Yapay zekânın bu dönüşümdeki belirleyici rolüne dikkat çeken çalışmada, biyomimetik teknolojilerin kısa vadeli kâr maksimizasyonu yerine sürdürülebilirlik ve toplumsal refah ilkeleri doğrultusunda uygulanması gerektiği savunulmaktadır. Bu bağlamda, seçili iktisadi süreçlere ilişkin olarak miselyum ağları ve protoplazmaların yapısal ve işlevsel özelliklerinden esinle, yapay zekâ destekli görsel temsiller geliştirilmiştir. Söz konusu yöntem, hem biyomimetik-analojik eşleştirme yaklaşımıyla, hem de iktisadi sistemlere ilişkin çok katmanlı görsel temsil üretimiyle literatürde özgün bir ilk olma niteliği taşımaktadır.
Rusya'da değişen konut politikaları ve konut tasarımına etkisi
(İstanbul Gelişim Üniversitesi, 2024-07-12) Önder, Zeycan; Özsoy, Ahsen
Amaç: Endüstri devrimi ile birlikte şehirlerde hızla artan ve büyüyen işçi nüfusu için ortaya çıkan barınma ihtiyacı, konut sorununu toplumun gündemine taşımıştır. Konut sorununun çözümüne dönük olarak ve konutun gelişim sürecinde ülkelerin ekonomisi, yönetim biçimi ve sosyo-kültürel yapısına bağlı olarak, farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Rusya’da konut iklimsel ve kültürel özelliklerden kaynaklanan bazı biçimsel farklılıklara rağmen uzun bir zaman kırsal karakterini değiştirmeden korumuştur. Çalışmada, konut gelişiminde endüstrileşme ve ülke politikalarının etkisinin Rusya örneğinde incelenmesi amaçlanmıştır. Kavramsal Çerçeve: Konut, Sovyet Devlet politikasının her zaman en önemli parçası olmuş, insan bilincinin dönüştürülmesi ve davranışlarının değiştirilmesinde en önemli rol oynaması beklenmiştir. Yöntem: Çalışmada, doküman analizi kapsamında literatür araştırmasından elde edilen veriler kullanılmıştır. Çalışma örneklemi Rusya’daki konut politikaları, 1917 öncesi Rus Devleti’nin tarihi gelişimi ve bu gelişim içindeki konut örneklerini de kapsayacak biçimde 1917-1991 yılları arasında Sovyetler Birliği’nde yaşanan ekonomik ve politik değişimler ve bu değişimlerin mimarlık alanında oluşturduğu dönemler ve değişimlerin etkisi ile konut tasarımı ve yapımında meydana gelen gelişmeler dönemsel olarak ele alınmıştır. Bulgular: Ülkenin ekonomik olanakları, yaşam alanlarını belirleyen standartlara, konutta yer alacak fonksiyonların belirlenmesine ve bu fonksiyonların konuttaki mekansal organizasyonuna yansımıştır. Konutlara tek aile yerleştirilebildiği gibi, konut’un yetersiz olduğu durumlarda aynı konutu birden fazla ailenin paylaştığı “komünal” yaşam veya ortak kullanım alanları olan komünal daireler oluşturulmuştur. 1960’lı yıllarda endüstrileşmiş ekonomik konut yapım metotlarının uygulanmaya başlanması ile, ekonomik “her aileye bir konut” prensibi tamamen benimsenmiş ve sonraki çalışmalar bu prensip doğrultusunda gelişmiştir. Sonuç: Araştırma sonuçları, 1917’de başlayıp 1991 yılında sona eren Sovyet rejimi sürecindeki gelişme ve değişimlerin, konut tasarımı ve yapımını etkilediğini göstermektedir. Yaşam kalitesi sınırlarının belirlenmesinde, konutun yeri göz önünde bulundurulduğunda, ülke tarafından ortaya konan politikaların rolünün önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
Covid-19 pandemisinde bir eğitim ve araştırma hastanesinin iş güvenliği uygulamaları düzeyinin incelenmesi
(Gümüşhane Üniversitesi, 2024-06-29) Akbal, Songül; Acuner, Deniz
Sağlıkla ilgili risklerin pandemi sürecinde artmış olması, hastanelerde iş güvenliği uygulamaları düzeyinin önemine bir kez daha dikkat çekmiştir. Çalışmanın amacı; Covid-19 pandemisi sürecinde bir eğitim araştırma hastanesinin iş güvenliği uygulamaları düzeyinin sağlık personelinin görüşlerine göre belirlenmesidir. Çalışma, karşılaştırmalı-tanımlayıcı tipte nicel tasarımı olan bir araştırmadır. Çalışmanın örneklem grubunu kamuya bağlı eğitim ve araştırma hastanesinde çalışan, Covid-19 tanılı hastalarla sıklıkla temas eden 60 doktor, 105 hemşire ve 70 teknisyen/ teknikeri oluşturmaktadır. Çalışma Eylül 2021-Temmuz 2022 tarihleri aralığında gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın verileri araştırmacı tarafından hazırlanan soru formu ve 45 soruluk Hastanede Çalışan Sağlık Personeli İçin İş Güvenliği Ölçeği ile toplanmıştır. Veriler, betimleyici (ortalama, standart sapma, frekans ve yüzde dağılımı) ve çıkarımsal analizler (ki-kare, tek yönlü varyans analizi) kullanılarak incelenmiştir. Ölçek toplam puan ortalamasının düşük düzeyde (3,09) olduğu, fiziksel ortam uygunluğu boyut puanının en yüksek ortalamaya sahip olduğu (4,01) ve en düşük puan ortalamasına sahip boyutun ise “meslek hastalıkları ve şikayetler” olduğu tespit edilmiştir. Ölçek puanları, bazı demografik özellikler ve meslek gruplarına göre istatistiki anlamlı farklılık göstermiştir. Özellikle kadın sağlık çalışanları ve hemşirelere yönelik iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının artırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.