GSF - Makale Koleksiyonu | Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü / Department of Fashion and Textile Design
https://hdl.handle.net/11729/807
Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümüne ait makale koleksiyonunu içerir.2024-03-28T16:20:16ZGeleneksel bir Türk el dokumasi: Rize bezi (Feretiko)
https://hdl.handle.net/11729/5320
Geleneksel bir Türk el dokumasi: Rize bezi (Feretiko)
Saatçioğlu, Kenan
Tarihsel süreç içerisinde onlarca medeniyete ev sahipliği yapan Anadolu’nun, dokuma sanatına ait eserler yönünden çok zengin bir bölge olduğu görülür. Bölgedeki zenginliğe katkı yapan geleneksel Türk el dokumalarından birisi de Rize Bezi (Feretiko)’dir. Bu çalışmada, günümüzde unutulmak üzere olan Rize Bezi olarak bilinen, Rize kenti ve çevresine ait geleneksel dokumanın tarihsel süreci, özellikleri ve yapım aşamaları incelenmiştir.; Anatolia where dozens of civilizations were housed is very rich region in terms of handwoven art. Rize Cloth (Feretiko) is one of the traditional handweave which contributes to the wealth of the region. This paper focuses on the historical process of the traditional weaving, specifications and production phases of the handweave Rize Cloth which belongs to the city of Rize and it’s surroundings.
2016-02-02T00:00:00ZGiysi ve aksesuar yapımına uygun olan geleneksel dokumaların çevre ile olan etkileşimleri
https://hdl.handle.net/11729/5319
Giysi ve aksesuar yapımına uygun olan geleneksel dokumaların çevre ile olan etkileşimleri
Saatçioğlu, Kenan
Giysi ve aksesuar yapımına uygun olan geleneksel dokumaların çevre ile olan etkileşimleri Son yıllarda oldukça artan çevre kirliliğine bağlı ekolojik denge sorunları, beraberinde bir takım sorunları da gündeme getirmiştir. Özellikle tekstil endüstrisinde, çok fazla kullanılmakta olan kimyasal içerikli malzemelerin, insan sağlığına ve çevre kirliliğine neden olan olumsuz etkileri ileri boyutlardadır. Bu durum, doğal elyafların tekstil sektörü içindeki kullanımını önemli bir konuma taşımaktadır. Bu nedenle, hazır giyim ve tekstil/ moda tasarımı alanlarında, etik moda tasarımı kavramıyla bağıntılı, doğa kaynaklı kumaşların kullanımı teşvik edilmektedir. Özellikle, gelişmiş Avrupa ülkelerinin duyarlı olduğu bu durum, ne yazık ki Ülkemizde gerektiği ölçüde önemli görülmemektedir. Yine Ülkemizde önemsenmeyen ve unutulmak üzere olan bir başka konu da doğal kaynaklı elyafların oluşturduğu geleneksel dokumalarımızdır. Bitkisel ve hayvansal kaynaklı elyafların kullanımıyla oluşan geleneksel dokumalarımızdan ‘Şile Bezi’, ‘Rize Bezi’ ve ‘Ödemiş İpeği’ gibi tekstil-lerimizin giysi ve aksesuar yapımına uygun olduğu görülmektedir. Bu görüş doğrultusunda adı geçen geleneksel dokumalarımızdan çağdaş anlamda tasarımların gerçekleştirebileceği görüşüyle birlikte, tekstil sektörünün yenilik fikrini güçlendirip, geliştirebileceği düşünülmektedir. Böylece, hem unutulmak üzere olan kültürel değerlerimizi ön plana çıkarmak, hem de çevre kirliliği, ekolojik çevre sorunları, insan sağlığı tehdidi gibi konuları minimal düzeye indirmek amaçlanmaktadır. ‘Doğadan gelen doğaya geri dönmeli’ görüşü doğrultusunda, tekstil/ moda tasarımcılarına, akademisyenlere, sektörde görev yapan kişilere bu konuya ilişkin çok büyük sorumluluklar düşeceğine inanılmaktadır.; Ecological balance problems related to the environmental pollutions increased in recent years. This situation brought about some of the problems. Especially in the textile sector, some of the chemical substances which are used hugely, also their negative influences to human health and environmental pollution are going forward. This is an important position in the use of naturel fibers in the textile sector. Therefore, relative to the concept of ethical fashion design are encouraged using naturel fabrics source, in ready-to-wear and textile/fashion design areas. In particular, the developed countries is sensetive to this situation, unfortunately it is not so important in our country to the extent necessary. Traditional wovens are occured by the naturel fibers, but again in our country this traditional wovens are gone unheeded and forgotten also. Traditional wovens are occured by plant and animals based fibers. In this traditional wovens as ‘Şile Cloth’, ‘Rize Cloth’ and ‘Ödemiş Silk’ is very suitable for making both clothing and accessories. Accordingly, thought that traditional wovens might be adapted with new and contemporary designs. This attitude will strengthen and develop the idea of the innovation in textile sector. So that, the aim is both bring to the fore cultural values and reducing some problems such as environmental pollution, ecological environment, human health. With this motto ‘Come from nature, should go back to nature’, textile/fashion designers, academicians, people who work in the sector has great responsibilities about the subject.
2011-11-22T00:00:00Z20. Yüzyıl giysi tasarımında Pli ve farklı yorumları
https://hdl.handle.net/11729/5260
20. Yüzyıl giysi tasarımında Pli ve farklı yorumları
Günay, Ayşe
Tasarımcılar, giysi tasarımında yeni biçimler ve farklı atmosferler yaratmak için giysinin rengi, dokusu, yüzey kompozisyonu, malzemesi, hacmi ve silüet özellikleri üzerinde oynayarak bunları kendi tasarım felsefeleri doğrultusunda yorumlarlar. Bu deneme ve arayışlar içerisinde giysinin yapısı ve yüzeyini kurgulamada öne çıkan tekniklerden birisi plidir. Pli sonsuz sayıda yüzey, biçim ve etki üretmeye uygundur. Bu sebeple yeni, deneysel ve özgün bir tasarım deneyimi için başlıca bir unsur olarak öne çıkar. Endüstri devriminden günümüze pli yaygın olarak hemen her tasarımcının uyguladığı bir teknik olmuştur. Ancak bu tekniği tasarım dilinin temeli olarak gören az sayıda tasarımcı vardır. Mariano Fortuny, Madame Grès, Roberto Capucci ve İssey Miyake, pliyi tasarımlarını oluşturan temel öge olarak görmüş ve kendi özgün tasarım anlayışları doğrultusunda yorumlayıp kullanmışlardır. Her birinde pli tekniği giysinin yapısına ve görüntüsüne farklı özellikler katmış, bu tasarımcıların tasarım dillerinin yansımasının aracı olmuştur.; Designers experiment with colour, texture, surface composition, material, volume and silhouette of the garment in order to create new forms and different moods and they interpret these characteristics in accordance with their design philosophy. Pleat is one of the prominent techniques while looking for ways of structuring the construction and surface of the garment. Pleat is a proper tool for producing infinite numbers of surface, form and impacts. As a result of this it is a prominent element for an experimental and unique design experience. Since the industrial revolution pleat has been a prevalent technique applied by almost every designer. However, there are only a few designers who take it as the basis of design language. Mariano Fortuny, Madame Grès, Roberto Capucci and Issey Miyake regarded pleat as the fundamental element to create designs and they interpreted and used it in accordance with their unique understanding of design. For each of them pleat added different characteristics to the garment’s structure and it became a tool for reflecting design language of these designers.
2015-12-01T00:00:00Z“1923 Türk-Yunan nüfus mübadelesi”nde Türkiye’den Yunanistan’a göç eden Ortodoks Rum kadınlara ait gelenekli giysiler
https://hdl.handle.net/11729/2118
“1923 Türk-Yunan nüfus mübadelesi”nde Türkiye’den Yunanistan’a göç eden Ortodoks Rum kadınlara ait gelenekli giysiler
Saatçioğlu, Kenan; Koç, Fatma
Göç eylemleri ile topluluklar, yaşadıkları yerlerden yaşayacakları yeni yerlere ulaşırken sadece kendilerini değil, bu serüvende sahip oldukları kültürlerini de beraberlerinde götürerek, yeni bir etkileşim sürecinin hazırlayıcısı olurlar. Bu etkileşim sürecinde göçmenler ile yerel topluluklara ait olan kültürel değerlerin yeniden şekillenmesi durumu gündeme gelmektedir. Söz konusu durum, göç eylemlerinin toplulukların giyim-kuşam anlayışlarına ait etkisini doğrudan göstermekle birlikte, göçmen toplulukların sahip olduğu giysilere ilişkin kültürel değerlerin bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu araştırmada; Atina "National Historical Museum"da "1923 Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi" döneminde Yunanistan'a göçen Ortodoks Rum kadın göçmenlerin giysilerine ait özelliklerin incelenmesi amaçlanmıştır. Türk ve Yunan topluluklar için önemli bir göç olayı olarak gösterilebilecek "1923 Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi" öncesi dönemde, "Giresun (Kerasounta)", "Nevşehir (Neapolis)" ve "Kırklareli-Kavaklı (Saranta Eklesies-Kavakli)" bölgelerinde yaşamış olan Rum kadın göçmenlere ait giysiler; alanın gerektirdiği bir sistematikle; biçim, form, süsleme ve kuşanma biçimleri açısından ele alınmıştır. Giysi bütünlüğünü oluşturan giysi parçalarının biçimsel özelliklerinin grafik çizimleri yapılmış, bu özellikler ilgili literatür ve kaynak kişilerden edinilen bilgiler doğrultusunda tanımlanmıştır. Araştırma, Yunanistan'ın en önemli giysi arşivlerinden birine sahip olan "National Historical Museum" giysi koleksiyonu envanterindeki "1923 Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi" ile Türkiye'den Yunanistan'a göç eden Ortodoks Rum kadın göçmenlerin geldikleri yerlerde kullandıkları giyim-kuşam özelliklerini içermesi, mevcut kültürel kimlikleri yansıtması ve belgelendirmesi açısından önem taşımaktadır. Ayrıca çalışma, maddi kültür miraslarının belgelenerek gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sağlamak ve bu konuda çalışma yapacak kişi ve kuruluşlara kaynak oluşturmak açısından da önemlidir.; With immigrations, while communities are reaching to the new places where they have lived before, they carried their cultural values to their new settlements creating a new interaction process. In this interaction process, reshaping of cultural values of the immigrants and the local communities appear. The situation in question directly shows that immigrations effect clothing insights of the communites and it additionally emerges as an cultural indicator of the clothing that immigrant communities have. In this research, clothing features of Greek Orthodox women immigrants who immigrated from Turkey to Greece in the period of “1923 Greek-Turkish Population Exchange” which are being exibited at the “National Historical Museum” in Athens are aimed to be examined. Clothings of the Greek Orthodox women immigrants who lived in “Giresun (Kerasounta)”, “Nevşehir (Neapolis)” and “Kırklareli-Kavaklı (Saranta Eklesies-Kavakli)” regions before the “1923 Greek-Turkish Population Exchange” which is a very important immigration, were discussed in terms of form, ornamentation and dressing styles with the systematic requirements of the field. Graphical drawings are provided considering formal features of the clothing parts that formed clothing integrity and their properties are described with the use of related literature and the informations provided from reference people. This study is of importance that that it contains Greek Orthodox refugees’s clothings that are found in the clothing collection archive at the “National Historical Museum” in Greece reflecting the cultural identities, providing information and documentation on the clothing features of the “1923 Greek-Turkish Population Exchange”. Furthermore it is also of importance in contributing the transfer of the documented material culture to future generations and creating a source for the persons and institutions researching this issue.
2017-01-01T00:00:00Z