Abstract
Öteden beri yinelediğim bir görüşüm var. Bir sanatçı öldükten sonra yaklaşık otuz yıl süreyle unutulur. Sonra, gelen yeni kuşak tarafından keşfedilir. Bir tür ‘ölümden sonra diriliş’ olarak kitapları basılır, yapıtı tartışılır. Bazen yıldızlaşır, bazen kanonun bir parçası haline gelir, bazen de uzun bir tartışma döneminden sonra adı yeniden küllenir. Bu sonuncusu nadir görülen bir haldir. Yeniden tartışılan sanatçı genellikle edebiyatın temel direkleri, kurucuları arasına girer.