Abstract
Birden fark ettim ki, 25 Aralık, tam da Noel günü, İsmet İnönü’nün sene-i devriyesiymiş. 1973’te ölmüştü. O günü şu an cereyan ediyormuşçasına canlı şekilde hatırlıyorum. Birkaç gündür çok hasta olduğunu işitiyorduk, gazeteler yazıyor, televizyon haber veriyordu. Nihayet Ankara Kolejinin sahnesinde bir oyuna hazırlanırken haberi geldi. Her şey dondu. Hocalar ağlamaya başladı.