Işık University Institutional Repository
Digitally stores academic resources such as books, articles, dissertations, bulletins, reports, research data published directly or indirectly by İbn Haldun University at international standards, helps track the academic performance of the university, provides long term preservation for resources and makes publications available to Open Access in accordance with their copyright to increase the effect of publications.

Recent Submissions
Benliğin ayrımlaşması ve bilişsel esnekliğin nevrotizm ile genel erteleme davranışı arasındaki sıralı aracılık etkisi: kesitsel bir çalışma
(Türkiye Klinikleri Yayınevi, 2024-09-18)
Amaç: Bu çalışmanın amacı, nevrotizmin genel erteleme davranışı ile ilişkisinde benliğin ayrımlaşması ve bilişsel esnekliğin sıralı aracılık etkisinin incelenmesidir. Gereç ve Yöntemler: Araştırma toplum örnekleminden 18-60 yaş arası (ortalama=31,6; standart sapma=11,2), 590 katılımcıdan (241 kadın, 348 erkek) oluşmaktadır. Araştırmada, kartopu ve uygun örnekleme yöntemleri kullanılmıştır. Veriler, Sosyodemografik Bilgi Formu, İş Stresi Bataryası-Nevrotizm Ölçeği, Erteleme Eğilimleri Ölçeği, Benliğin Ayrımlaşması Ölçeği, Bilişsel Esneklik Envanteri aracılığıyla çevrim içi olarak toplanmıştır. Araştırmada veri analizi için Pearson korelasyon analizi, bağımsız örneklem t-testi, varyans analizi ve sıralı aracılık etki analizleri kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma sonuçları erteleme davranışı puanlarının erkeklerde kadınlara; bekârlarda evli olanlara ve çocuk sahibi olmayanların olanlara göre daha fazla olduğunu göstermektedir. Ayrıca 18-25 yaş aralığındaki bireylerin 26-39 yaş ve 40-60 yaş aralığındakilere göre daha fazla erteleme davranışları gösterdikleri bulgulanmıştır. Yapılan korelasyon analizinde, erteleme davranışı ile nevrotizm arasında pozitif yönde ilişki bulunmuştur. Benliğin ayrımlaşması ve bilişsel esneklik ile hem nevrotizm hem de erteleme arasında negatif yönde ilişki olduğu saptanmıştır. Aracı etki analiz sonuçlarında ise nevrotizmin ertelemeyi hem doğrudan hem de dolaylı olarak benliğin ayrımlaşması ile bilişsel esnekliğin sıralı aracılığında yordadığı görülmüştür. Sıralı aracılık analizi, erteleme davranışı söz konusu olduğunda benliğin ayrımlaşmasının ve duygusal düzenlemenin, bilişsel süreçlerin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için bir ön koşul olduğunu ortaya koymaktadır. Sonuç: Bu çalışmanın bulguları, erteleme davranışına zemin hazırlayan duygusal ve bilişsel faktörlerin anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Bu bulgular, erteleme davranışıyla mücadele eden bireyler için psikoterapi çalışmalarında nevrotizm kişilik özelliklerinin, benliğin ayrımlaşması ve bilişsel esnekliğin ele alınmasının kritik bir öneme sahip olabileceğini ortaya koymaktadır.
Organizasyon seviyesinde yapay zeka, siber güvenlik ve dijitalleşme olgunluğu: anket bazlı değerlendirme
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-07-01)
Dijital teknolojilerin sektörler genelinde ivmelenen gelişimi, örgütlerin rekabet gücünü sürdürebilmeleri ve çevik biçimde dönüşüme ayak uydurabilmeleri için Yapay Zekâ (YZ), Siber Güvenlik (SG) ve Dijital Dönüşüm (DD) alanlarında daha derinlemesine yetkinliklere sahip olmalarını zorunlu kılmıştır. Bu üç alan, dijital çağda sadece teknik kapasite olarak değil; aynı zamanda yönetsel strateji, risk yönetimi, veri bütünlüğü ve sürdürülebilir inovasyon açısından da hayati rol oynamaktadır. Literatürde her bir alan için ayrı ayrı önemli çalışmalar bulunmakla birlikte, bu alanların birbirleriyle olan etkileşimleri ve bütünleşik bir çerçevede organizasyonel olgunluk üzerindeki bileşik etkileri yeterince derinlemesine analiz edilmemiştir. Bu bağlamda sunulan çalışma, YZ, SG ve DD olgunluk düzeylerini çok boyutlu bir yapıda ele alarak aralarındaki nedensel ilişkileri Yapısal Eşitlik Modellemesi (SEM) ile ortaya koymayı amaçlamaktadır. Ayrıca, karma yöntemli bir metodoloji benimsenmiş; nicel anket bulguları sentetik modelleme teknikleriyle desteklenerek kapsamlı bir değerlendirme gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulguları, YZ, SG ve DD arasında istatistiksel olarak anlamlı ve çift yönlü korelasyonlar bulunduğunu göstermekte; özellikle teknoloji ve finans sektörlerinde bu olgunluk düzeylerinin kamu ve eğitim sektörlerine kıyasla daha ileri düzeyde olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışma, bu alanlar arasında stratejik entegrasyonun sağlanmasının dijital dayanıklılık açısından kritik olduğunu savunmakta ve entegre bir YZ-SG stratejisinin uygulanmasına yönelik yol gösterici ampirik veriler sunmaktadır. Böylece, sunulan model hem kuramsal katkı sağlamakta hem de ileride yapılacak ampirik saha araştırmaları için stratejik ve metodolojik bir temel oluşturmaktadır.
Güvenlik operasyonu merkezlerinde olayların önceliklendirilmesi ve analist atamasına yönelik çok kriterli bir karar destek çerçevesi
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-07-01)
Bu çalışmada, Güvenlik Operasyon Merkezleri (SOC) için olay atama ve önceliklendirme süreçlerine yönelik kapsamlı ve ölçeklenebilir bir çerçeve önerilmektedir. Önerilen model; analist iş yoğunluğu, alarm yoğunluğu ve tutarsız olay yönetimi gibi temel operasyonel zorlukları ele alarak SOC iş akışlarını optimize etmeyi amaçlamaktadır. Geliştirilen çerçeve, her bir olayı; şiddet seviyesi, SLA aciliyeti, olay türü, varlık kritiklik düzeyi, tehdit istihbaratı göstergeleri, tekrar sıklığı ve geçmiş olay verilerine dayalı korelasyon puanı gibi çok sayıda faktörü içeren çok kriterli bir puanlama modeli ile değerlendirmektedir. Bu değerlendirme süreci, dinamik olay puanlarını hesaplayan ve olayın karmaşıklık düzeyini belirleyen matematiksel fonksiyonlar aracılığıyla biçimsel hale getirilmiştir. Eşzamanlı olarak, analist profilleri; iş yükü dağılımını ve uzmanlık uyumunu dikkate alan iki yenilikçi metrik olan Analist Yük Faktörü (ALF) ve Deneyim Uyumluluk Faktörü (EMF) kullanılarak nicelleştirilmiştir. Olay–analist eşleştirme süreci, olay önceliği ile analist uygunluğunu dengeleyen kısıtlı bir optimizasyon problemi olarak tanımlanmıştır. Bu formülasyon; olayların en uygun analistlere, gerçek zamanlı ve otomatik olarak atanmasını sağlarken; operasyonel değerin korunmasını ve triyaj hassasiyetinin sürdürülmesini mümkün kılar. Model, algoritmik yalancı kodlar, puanlama tabloları ve büyük ölçekli SOC ortamlarında modelin karar mantığını ve pratik uygulanabilirliğini gösteren örnek bir vaka çalışması ile doğrulanmıştır. Gerçek dünya koşullarında çerçevenin geçerliliğini değerlendirmek amacıyla, CICIDS2017 benchmark veri setinden seçilen 10 saldırı senaryosu kullanılarak ampirik bir vaka çalışması gerçekleştirilmiştir. Genel olarak, bu çalışmanın katkısı; ikili faktöre dayalı bir analist puanlama şemasının biçimselleştirilmesi ve bağlamsal olay özelliklerinin uyarlanabilir ve kural tabanlı bir yapı çerçevesiyle bütünleştirilmesidir. Operasyonel değeri daha da artırmak amacıyla, gelecekte yapılacak çalışmalarda dinamik ağırlıklandırma mekanizmaları ile gerçek zamanlı SIEM veri akışlarıyla entegrasyon sağlanması planlanmaktadır. Ayrıca, analist geri bildirim döngülerinin ve denetimli öğrenme modellerinin sisteme entegre edilmesiyle olay-atama ve önceliklendirme süreçlerinin sürekli olarak iyileştirilmesi hedeflenmektedir.
Parola karma algoritmalarının derinlemesine karşılaştırması: kriptografik güvenlik, performans etkinliği, regülasyon uyumluluğu ve anahtar türetim stratejilerinde gelecek eğilimler
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-06-30)
Parola karma ve anahtar türetme fonksiyonlarının uygulanması, kullanıcı kimlik bilgilerinin kaba kuvvet saldırılarına ve yetkisiz erişime karşı korunmasını amaçlayan kimlik doğrulama ve kriptografik güvenlik şemalarının temelini oluşturmaktadır. PBKDF2, bcrypt ve scrypt gibi parola karma algoritmaları günümüzde oldukça popüler olmasına rağmen modern donanımdaki gelişmeler, paralel işlem yetenekleri ve gelişmiş kriptoanalitik saldırılar karşısında yetersiz kalmaktadır. Bu eksiklikleri gidermek amacıyla, 2013 yılında parola karma yarışması başlatılmış ve parola karma için 22 aday fonksiyonel değerlendirmeye alınmıştır. Yapılan kapsamlı incelemeler sonucunda, güvenlik, hız, bellek dostu olma, esneklik ve verimlilik kriterlerine dayanarak 9 finalist belirlenmiştir. Bu çalışma, parola karma yarışması finalistleri olan Argon, battcrypt, Catena, Lyra2, MAKWA, Parallel, POMELO, Pufferfish ve yescrypt üzerine yapılan derleme ve performans değerlendirme çalışmalarını ele almaktadır. Finalistler mimari açıdan değerlendirilmiş, güvenlik özellikleri, bellek kullanım dayanıklılığı, performans açısından avantaj ve dezavantajları ayrıca pratik kullanımları incelenmiştir. Bu yeni fonksiyonların geleneksel parola karma algoritmaları ile kıyaslanarak eksiklikleri ve avantajları ortaya konmuştur. Parola karma algoritmalarının kuantum sonrası dayanıklılığı ele alınarak, bu fonksiyonların kuantum saldırılarına karşı dayanıklılığı ve ek bir güvenlik önlemi olarak kullanılan "peppering" tekniğinin rolü araştırılmıştır. Ayrıca parola karma yarışması finalistlerinin NIST SP 800-63B, OWASP ASVS, PCI DSS, GDPR, KVKK ve ISO/IEC 27001 gibi küresel standartlar ve regülasyonlarla olan uyumluluklarını kapsamlı bir şekilde haritalandırılarak, regülasyonlara uyumlu olması gereken organizasyonlarda güvenli dağıtım için pratik uygunlukları değerlendirilmiştir. Son olarak, web kimlik doğrulaması, anahtar türetme fonksiyonları ve gömülü platformlar için bu fonksiyonların kullanımına yönelik öneriler sunulmuştur. Bu çalışmanın amacı, en güncel parola karma ve anahtar türetme fonksiyonları hakkında bilgi sahibi olması gereken araştırmacılar, geliştiriciler ve güvenlik mühendisleri için bir referans kaynağı olmaktır.
Çocukluk çağı olumsuz deneyimleri ile sosyal medya bağımlılığı arasındaki ilişkide aracı roller: bir müdahale çalışması
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-06-30)
Bu araştırma çocukluk çağı olumsuz deneyimleri ile sosyal medya bağımlılılığı arasındaki ilişkiyi incelemiş ve yaratıcı drama ile yapılan müdahale programının bu ilişki mekanizmasını değiştirip değiştirmediğini araştırmıştır. İki aşamada yürütülen bu çalışmanın ilk aşamasında olumsuz çocukluk çağı deneyimleri ile sosyal medya bağımlılığı arasındaki ilişkide kişilerarası yetkinlik ve aleksitimi değişkenlerinin aracılık rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. İkinci aşamada ise bu aracılıklı ilişkide yaratıcı drama programının düzenleyici etkisinin incelenmesi hedeflenmiştir. İlk aşama korelasyonel desene sahip nicel bir çalışmadır. İkinci aşama ise deneysel desenlerden olan ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desende yürütülmüştür. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Isparta’da bulunan yurtlarında kalan 1147 üniversite öğrencisi ilk aşamaya katılırken, ilk örneklemden bağımsız bir şekilde 241 öğrenci ikinci aşamaya dahil edilmiştir. İlk aşamada aracılık hipotezleri, ikinci aşamada ise düzenleyicili aracılık hipotezlerini sınamak amacıyla PROCESS V 43 Makro Model uzantısı eklenerek SPSS 27.0.1 programı ile analizler gerçekleştirilmiştir. Araştırmada Kişisel Bilgi Formu, Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşantılar Ölçeği, Kişilerarası Yektinlik Ölçeği - Kısa Formu, Toronto Aleksitimi Ölçeği ve Sosyal Medya Bağımlığı Ölçeği - Yetişkin Formu kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda ilk aşamada çocukluk çağı olumsuz deneyimleri (ACE) ile sosyal medya bağımlığı (SMB) ve aleksitimi arasında pozitif yönlü bir ilişki tespit edilmişken, ACE ile kişilerarası yetkinlik (KAY) arasında ise negatif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Aracılık analizlerinin sonucunda hem aleksitimi düzeyinin hem de KAY düzeyinin ayrı ayrı ACE ile SMB arasındaki ilişkiye aracılık ettiği görülmüştür. İkinci aşamada ise aleksitimi düzeyini azaltmak ve kişilerarası yetkinlik seviyesini arttırmak amacı ile hazırlanan yaratıcı drama programı iki yaratıcı drama uzmanı ve altı psikolog işbirliği ile 117 üniversite öğrencisine uygulanmıştır. Hem yaratıcı drama programının uygulandığı deney grubu hem de bekleme listesinde bulunup sosyodemografik özellikleri deney grubuna benzeyen 124 öğrenciden oluşan kontrol grubunun ön test – son test puanlarından elde edilen verilerin analizleri gerçekleştirilmiştir. İlgili analizler sonucunda, uygulanan yaratıcı drama programının özellikle KAY puanlarını arttırdığı, aleksitimi puanlarını ise düşürdüğü görülmüştür. Düzenleyicili aracılık analizlerinin sonucunda ise ACE ile SMB arasındaki ilişkide KAY’ın aracılık rol oynadığı modelde yaratıcı drama programının, ACE ile KAY arasındaki ilişkiyi değiştirerek, aracılık ilişkisinde düzenleyici rolü görülmüştür. Ancak ACE ile SMB arasındaki ilişkide aleksitiminin aracılık rol oynadığı modele yaratıcı drama programının düzenleyici rolü tespit edilmemiştir. Sonuç olarak, ACE’lerdeki artışın kişilerarası yetkinlik becerilerini azalttığı, aleksitimi düzeyini ve sosyal medya bağımlılık seviyesini artırdığı söylenmiştir. Ayrıca bu çalışmada ACE’lerin SMB puanları ile ilişkisinin kısmen KAY ve aleksitimi aracılığı ile gerçekleştiği vurgulanmıştır. Çalışmanın ikinci aşamasında ise uygulanan yaratıcı drama programının kişilerarası yetkinlik puanlarını arttırabileceği ve aleksitimi düzeyini düşürebileceği belirtilmiştir. Ayrıca yaratıcı drama programının ACE’lerin KAY üzerindeki negatif etkisini tamponladığı görülmüştür. Son olarak ACE’nin KAY aracılığı ile SMB’yi etkilediği modelde yaratıcı dramanın bu dolaylı ilişkiyi düzenlediği vurgulanmıştır. Yetişkinlerin çocukluk yaşantısını doğrudan değiştirmek mümkün olmasa da ACE’lerin yetişkinlikteki olumsuz yansımalarını azaltabilmek için umut vardır. Bu olumsuz etkilerin azaltılabilmesi için daha fazla müdahale çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır.