Kekemeliği olan ve olmayan 18-24 yaş arası bireylerin erken dönem uyumsuz şemaları ile yaşam kaliteleri arasındaki ilişkide şema başa çıkma stratejilerinin aracı rolü

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2025-06-25

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Araştırma projeleri

Organizasyon Birimleri

Dergi sayısı

Özet

Bu araştırmada, kekemelik tanısı olan ve olmayan 18–24 yaş arası geç ergenlik dönemindeki bireylerde, erken dönem uyumsuz şemalar ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkide şema başa çıkma stratejilerinin aracı rolü incelenmiştir. Araştırmaya 103’ü kekemelik tanısı olan, 110’u olmayan toplam 213 kişi katılmıştır. Veriler; Kişisel Bilgi Formu, Young Şema Ölçeği Kısa Form 3 (YŞÖKF3), Şema Başa Çıkma Ölçeği, Yaşam Kalitesi Ölçeği (SF-36) ve Kısa Semptom Envanteri (KSE) ile toplanmıştır. İstatistiksel analizlerde Ki-kare testi, Bağımsız Gruplar T-Testi, Pearson Korelasyon Analizi ve SPSS Process Macro v4.2 (Model 5) kullanılmıştır. Bulgular, “zedelenmiş otonomi”, “zedelenmiş sınırlar”, “aşırı uyarılmışlık” ve “kopukluk” şema alanlarının yaşam kalitesi üzerinde anlamlı ve negatif etkileri olduğunu; teslimiyet ve kaçınma stratejilerinin bu ilişkide aracı rol oynadığını ortaya koymuştur. Aşırı telafi stratejisinin ise aracılık etkisi bulunmamıştır. Ayrıca kekemelik tanısının, yalnızca "zedelenmiş sınırlar" şema alanı ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkide düzenleyici (moderatör) bir rol üstlendiği belirlenmiştir. Yaşam kalitesi düzeyi, demografik ve klinik değişkenler açısından da değerlendirilmiştir. Kekemelik tanısı, cinsiyet ve kronik hastalık öyküsüne göre yaşam kalitesi düzeylerinde anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Ancak psikiyatrik veya psikolojik rahatsızlık tanısı olan bireylerin yaşam kalitesi düzeylerinin, bu tanıya sahip olmayan bireylere kıyasla anlamlı düzeyde daha düşük olduğu saptanmıştır. Psikolojik destek alma durumu ise yaşam kalitesi açısından anlamlı bir fark yaratmamıştır. Ek olarak, cinsiyet ile kekemelik tanısı arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş; erkek bireylerde kekemeliğin görülme oranının kadınlara kıyasla belirgin şekilde daha yüksek olduğu görülmüştür. Eğitim düzeyi açısından, kekemelik tanısı olan bireylerin eğitim seviyelerinin görece daha düşük olduğu belirlenmiş ve bu durum kekemeliğin akademik yaşama olası olumsuz etkilerine işaret etmektedir. Çalışma durumu ile kekemelik arasında anlamlı bir ilişki saptanmamış olsa da literatür bu ilişkinin bireysel ve çevresel faktörlere bağlı olarak değişebileceğini göstermektedir. Bu bulgular, kekemeliğin yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda sosyal ve mesleki işlevsellik üzerinde de çok boyutlu etkiler doğurabileceğini ortaya koymaktadır. Elde edilen bulgular, kekemeliğin yüzeyde gözlemlenebilen bir konuşma bozukluğuna indirgenemeyeceğini; bireyin derin psikolojik yapısı, şemaları, bu şemalarla baş etme biçimleri ve psikiyatrik geçmişi gibi çok katmanlı içsel dinamiklerle şekillendiğini açıkça ortaya koymuştur. Özellikle teslimiyet ve kaçınma gibi başa çıkma stratejilerinin yaşam kalitesi üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olması, psikolojik müdahalelerde yalnızca semptomlara değil; bu semptomların kökeninde yatan bilişsel ve duygusal yapıya odaklanılması gerektiğini göstermektedir. Bu doğrultuda, şema terapisi gibi yapısal yaklaşımlar, kekemelikle başa çıkan bireylerin yaşam kalitesini artırmada önemli ve dönüştürücü bir potansiyel taşımaktadır.

The present study examined the mediating role of schema coping strategies in the relationship between early maladaptive schemas and quality of life among individuals aged 18–24 in late adolescence, both with and without a stuttering diagnosis. The sample consisted of 213 participants, including 103 individuals diagnosed with stuttering and 110 without. Data were collected using the Personal Information Form, the Young Schema Questionnaire–Short Form 3 (YSQ-SF3), the Schema Coping Scale, the SF-36 Quality of Life Scale, and the Brief Symptom Inventory (BSI). Statistical analyses included the chi-square test, independent samples t-test, Pearson correlation analysis, and the SPSS Process Macro v4.2 (Model 5). Findings indicated that the schema domains of “impaired autonomy”, “impaired limits”, “hypervigilance”, and “disconnection” had significant negative effects on quality of life. Surrender and avoidance coping strategies mediated this relationship, while overcompensation showed no significant mediating effect. Stuttering diagnosis was found to moderate the relationship between “impaired limits” and quality of life. Quality of life was also analyzed in relation to demographic and clinical variables. No significant differences were found in quality of life scores based on stuttering diagnosis, gender, or chronic illness history. However, individuals with psychiatric or psychological diagnoses had significantly lower quality of life. Receiving psychological support did not significantly affect quality of life scores. Additionally, a significant association was found between gender and stuttering diagnosis, with stuttering being more prevalent among males. Educational levels were relatively lower in participants with a stuttering diagnosis, suggesting potential academic difficulties. Although no significant relationship was found between employment status and stuttering, existing literature suggests that this may depend on individual and environmental factors. These findings highlight that stuttering may have multifaceted impacts not only on psychological functioning but also on social and occupational domains. In conclusion, the results suggest that stuttering cannot be reduced to a surface-level speech disorder. Instead, it is shaped by complex inner Dynamics such as psychological structure, schemas, coping strategies, and psychiatric history. The significant impact of surrender and avoidance coping strategies on quality of life emphasizes the importance of targeting underlying cognitive and emotional patterns in psychological interventions. Structural approaches such as schema therapy may hold significant and transformative potential for improving the quality of life in individuals coping with stuttering.

Açıklama

Text in Turkish ; Abstract: Turkish and English
Includes bibliographical references (leaves 149-188)
xiii, 206 leaves

Anahtar Kelimeler

Kekemelik, Erken dönem uyumsuz şemalar, Yaşam kalitesi, Şema başa çıkma stratejileri, Moderatör değişken, SPSS process, Stuttering, Early maladaptive schemas, Quality of life, Schema coping strategies, Moderator variable

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Özkan, N. (2025). Kekemeliği olan ve olmayan 18-24 yaş arası bireylerin erken dönem uyumsuz şemaları ile yaşam kaliteleri arasındaki ilişkide şema başa çıkma stratejilerinin aracı rolü. İstanbul: Işık Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü.