Işık Üniversitesi Kurumsal Akademik Bellek

Işık Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Yayın
Therapist's assessment of their patient's session-level emotional processes: validation of the in-session patient affective reactions questionnaire–clinician form
(John Wiley and Sons Inc, 2025-08-06) Stefana, Alberto; Ünver, Buket; Vieta, Eduard; Fusar-Poli, Paolo; Youngstrom, Eric Arden
Background: The current study aimed to evaluate a therapist version of the in-Session Patient Affective Reactions Questionnaire (SPARQ). The SPARQ was developed to assess a pattern of emotions, thoughts, and behaviors experienced by a patient toward their therapist during a session. The SPARQ has existed only as a patient self-report measure and has demonstrated promise as a psychotherapy process measure. This study intended to validate a complementary clinician-report version of the questionnaire: the SPARQ-C. Methods: A sample of licensed mental health clinicians (N = 151) completed the SPARQ-C along with other measures. Data analysis involved exploratory and confirmatory factor analyses (CFA). Reliability and convergent and criterion-related validity of the SPARQ-C were also evaluated. Results: The SPARQ-C preserved the two-factor structure: positive affect (k = 4, ω total = 0.84) and negative affect (k = 4, ω total = 0.70), which correlated r = 0.26. CFA using the a priori model two-factor model based on the patient-report version provided the following fit indices: χ2[19] = 26.01, CFI = 0.98; TLI = 0.97, RMSEA = 0.05 (90% CI [0.00, 0.09]), and SRMR = 0.05. The SPARQ-C scales demonstrated convergent and criterion-related validity with measures of other elements of the therapeutic relationship, session outcome, and demographic-clinical variables. Discussion: The SPARQ-C is a reliable measure suitable for both clinical and research purposes. It allows for a nuanced assessment of patients' session-level affective responses towards their therapist from the clinician's perspective.
Yayın
Gluing formulas for volume forms on representation varieties of surfaces
(Springer Nature, 2025-08-06) Erdal, Esma Dirican
Let Σg,n be a compact oriented surface of genus g≥4 with n boundary components. Due to Witten, the twisted Reidemeister torsion coincides with a power of the Atiyah–Bott–Goldman–Narasimhan symplectic form on the space of representations of π1(Σg,0) in any semi-simple Lie group. In the present paper, we first obtain a multiplicative gluing formula for the twisted Reidemeister torsion of Σg,0 in terms of torsions of Σg1,1,Σg2,1, and boundary circle S1, where g=g1+g2 and g1,g2≥2. Then, by using Heusener and Porti’s results on Σg,n, we show that the symplectic volume form on the representation variety of Σg,0 can be expressed as a product of the holomorphic symplectic volume forms on the relative representation varieties of surfaces Σg1,1 and Σg2,1.
Yayın
Leveraging renewable energy for Türkiye's future hydrogen supply chain
(Elsevier Ltd, 2025-09-09) Türkali Özbek, Busenur; Erdoğan, Ahmet; Güler, Mehmet Güray
As energy and climate crises necessitate a shift to sustainable resources, hydrogen - with its zero-emission potential-is expected to play a key role in the energy transition. Designing an effective hydrogen supply chain (HSC) is essential to realizing this potential. This study introduces a multi-period, multi-objective stochastic optimization model for Türkiye's transportation-sector HSC. It addresses gaps in existing research by integrating dynamic renewable energy availability, lifecycle-based CO2 emissions, and regional green hydrogen prioritization. The ε-constraint method is used to balance economic and environmental objectives. Results show that Türkiye can significantly reduce emissions by gradually transitioning from fossil-based production and by optimizing facility locations based on regional solar, wind, and hydrogen sulfide potential. Centralized production reduces costs but increases transport risk and emissions, while localized production improves resilience yet may increase fossil fuel reliance in resource-limited regions. These findings offer strategic guidance for aligning hydrogen planning with Türkiye's climate commitments.
Yayın
Beliren yetişkinlik döneminde algılanan ebeveyn kabul-reddi ve öfke ifade tarzı arasındaki ilişkide zihinselleştirmenin aracı rolü
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-08-04) Kurt, Zeynep; Akçınar Yayla, Berna; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı; Işık University, School of Graduate Studies, Master’s Program in Clinical Psychology
Amaç: Bu araştırmanın temel amacı, beliren yetişkinlik döneminde algılanan ebeveyn kabul-reddi ile öfke ifade tarzları arasındaki ilişkide zihinselleştirmenin aracı rolünü incelemektir. Çalışma, ebeveyn kabul-red algısı, zihinselleştirme kapasitesi ve öfke ifade tarzlarının birbiriyle ilişkisini anlamaya ve bu değişkenlerin bazı sosyo-demografik özelliklere göre farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaya yöneliktir. Yöntem: Araştırmanın örneklemini 18-29 yaş arası 550 kişi oluşturmuştur. Katılımcılardan çevrim içi olarak veri toplanmıştır. Veri toplama araçları arasında Sosyo-Demografik Bilgi Formu, Ebeveyn Kabul-Red Ölçeği Yetişkin Kısa Formu, Sürekli Öfke ve Öfke İfade Tarzı Ölçeği, Zihinselleştirme Ölçeği (ZÖ) yer almaktadır. Verilerin analizinde korelasyon analizleri, hiyerarşik regresyon ve PROCESS makro (Model 4) kullanılarak aracı etki analizleri gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Araştırma sonuçları, algılanan anne ve baba reddinin öfke ifade tarzları ve zihinselleştirme ile anlamlı düzeyde ilişkili olduğunu göstermiştir. Algılanan anne reddi, zihinselleştirme alt boyutları ve dışa dönük öfke arasında negatif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. PROCESS analizi, algılanan ebeveyn reddi ile öfke ifade tarzları arasındaki ilişkide zihinselleştirmenin bazı alt boyutlarının anlamlı bir aracı rol oynadığını ortaya koymuştur. Ayrıca, zihinselleştirme düzeyi ve öfke ifade tarzlarının bazı sosyo-demografik değişkenlere göre farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Sonuç: Çalışmada beliren yetişkinlik döneminde ebeveyn kabul-red algısı, zihinselleştirme ve öfke ifade tarzları arasındaki ilişkiler kapsamlı biçimde incelenmiş; zihinselleştirmenin bu ilişkide önemli bir aracı mekanizma olabileceği ortaya konulmuştur. Bulgular, alanyazındaki önceki çalışmalarla karşılaştırılarak tartışılmış; araştırmanın sınırlılıkları ve gelecekte yapılacak çalışmalara yönelik öneriler sunulmuştur.
Yayın
Benliğin farklılaşması ile psikolojik flört şiddeti arasındaki ilişkide kendini susturma ve zihinselleştirmenin aracı rolleri
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-08-04) Pur, Boran; Ünver, Buket; Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı; Işık University, School of Graduate Studies, Master’s Program in Clinical Psychology
Amaç: Bu çalışmanın amacı bireylerin benliklerinin farklılaşma düzeyleri ile psikolojik flört şiddeti uygulama ve maruz kalma davranışları arasındaki ilişkiyi incelemek ve bu ilişkide zihinselleştirme ve kendini susturmanın aracı rollerini ele almaktır. Ayrıca söz konusu kavramları farklı sosyodemografik değişkenler açısından da incelemek amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırmanın örneklemini 18-29 yaş aralığındaki 416 katılımcı oluşturmaktadır. Araştırmada Çok Boyutlu Duygusal İstismar Ölçeği, Benliğin Farklılaşması Envanteri Kısa Formu, Kendini Susturma Ölçeği ve Zihinselleştirme Ölçeği kullanılarak veriler çevrimiçi olarak paylaşılan ölçek formları aracılığıyla toplanmıştır. Bulgular: Çalışmanın sonuçlarına göre benliğin farklılaşmasnını, psikolojik flört şiddeti uygulama ve maruz kalma ve kendini susturma ile negatif yönde; zihinselleştirme ile pozitif yönde anlamlı ilişkisi bulunmuştur. Psikolojik flört şiddeti uygulama ve maruz kalmanın ise zihinselleştirme ile negatif, kendini susutmra ile pozitif anlamlı ilişkisi bulunmuştur. Ek olarak, psikolojik flört şiddeti uygulama ve maruz kalma davranışının bazı sosyodemografik değişkenlere göre farklılaştığı görülmüştür. Aracı etki analizi sonuçlarına göre benliğin farklılaşması ile psikolojik flört şiddeti uygulama arasındaki ilişkide hem kendini susturma hem de zihinselleştirmenin aracı rolü bulunurken benliğin farklılaşması ile psikolojik flört şiddetine maruz kalma arasındaki ilişkide yalnızca kendini susturmanın aracı rolü bulunmuştur. Sonuç: Mevcut araştırmada psikolojik flört şiddeti hem uygulama hem de maruz kalma davranışı benliğin farklılaşması, zihinselleştirme ve kendini susturma ile birlikte ele alınarak kapsamlı şekilde incelenmiştir. Literatürde psikolojik flört şiddetini bahsi geçen değişkenlerle inceleyen çalışmaların oldukça sınırlı olması sebebiyle güncel çalışmanın alanyazına katkı sağladığı düşünülmüştür. Elde edilen bulgular literatür doğrultusunda tartışıldıktan sonra mevctur araştırmanın sınırlılıklarına yer verilmiş ve son olarak gelecekte yapılacak çalışmalar için önerileri değinilmiştir.