Işık Üniversitesi Kurumsal Akademik Bellek
Işık Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
Sürdürülebilirlik performansının borsa performansına etkisi
(Suat Teker, 2024-07-30) Onat Çakmak, Aslı; Çalış, Yıldırım Ercan
Amaç- ESG Skorlarının firmaların finansal ve borsa performanslarını ne ölçüde etkilediği son yıllarda yapılan araştırmalarda öne çıkan konulardan biri olmuştur. Bu çalışmanın temel amacı ESG Skorlarının firmaların finansal ve borsa performanslarını ne ölçüde etkilediği, ESG Skoru 70 puan üzeri ve 70 puan altı firmaların ESG Skorlarının borsa performanslarına etkisinin bulunup bulunmadığını tespit etmektir. ESG Skoru sınırlamasının 70 alınmasının nedeni 70 puan alan işletme raporlamasının mükemmel olduğu derecelendirilmesidir. Yapılan bu çalışmanın literatüre sağlayacağı katkı, yatırımcılara yatırım kararları alırken bilgi sunmaktır. Yöntem- Bu çalışmada BIST Sürdürülebilirlik endeksine dahil olan firmaların 2022 ESG Skorları ile firmaların borsa performansları incelenmiştir. ESG Skorları ile borsa performansı karşılaştırılırken verilerin normal dağılımlı olmaması nedeni ile parametrik olmayan korelasyon testi olan Spearman korelasyon (rho) analizi yapılmıştır. ESG Skoru 70 üzeri olan firmalar ile ESG Skoru 70 ve altında olan firmaların analizi yapılırken iki bağımsız grup t-testi karşılaştırması yapılmıştır. Veriler normal dağılım göstermediği için parametrik olmayan Mann Whitney U testi kullanılmıştır. Bulgular- ESG Skorlarının borsa performansına etkisini incelemek için yapmış olduğumuz araştırmada verilerini kullandığımız Borsa İstanbul’da faaliyet gösteren ve 2019-2022 tarihleri arasında BIST Sürdürülebilirlik endeksine girmiş tüm işletmelerin 2022 ESG Skorları analize dahil edilmiştir. Analize dahil edilen işletmelerin ana sektörleri Tablo 6’da, alt sektörleri de Tablo 7’de verilmiştir. Sonuç- İşletmelerin sürdürülebilirlik performanslarının finansal performanslarına etkileri zaman alacak konulardandır. Her geçen yıl BIST Sürdürülebilirlik endeksine giren firma sayısı artmaktadır. Bu artış ile sürdürülebilirlik kavramının önemi daha iyi anlaşılmakta ve yayılmaktadır. Bu araştırma geniş örneklem ve farklı sektörler arası kıyaslamalarında yapılmasına olanak sağlamıştır.
Türkiye’nin sağlık turizmi potansiyeli ve gelişme olanaklarının belirlenmesi için Hindistan ile karşılaştırma denemesi
(Sivas Cumhuriyet University, 2024-07-27) Sezgin, Onur; Bilgin, Nevzat
Sağlık turizmi, yüksek potansiyele sahip ülkeler açısından hem sosyal hem de ekonomik gelişime katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada öncelikle dünyada sağlık turizminin mevcut durumu, sağlık turizminin dış kaynak kullanım aracı olarak değerlendirilmesi ve sağlık turizminin avantaj ve dezavantajları gibi konular değişik kaynaklardan incelenerek değerlendirilmiştir. Çalışmanın temel amacı; Türkiye’nin sağlık turizmi potansiyelini ve gelişme olanaklarını belirlemeye çalışmaktır. Araştırmada öncelikle ulusal ve uluslararası kaynaklar taranmıştır. Çalışma betimsel bir araştırma olup, Türkiye ve Hindistan’ın mevcut sağlık turizmi yapıları karşılaştırılmalı durum analizi yöntemlerinden swot analizi ile karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, Hindistan ile benzer bir potansiyele sahip olduğu ortaya konulan Türkiye’nin mevcut sağlık sistemi, sahip olduğu kültürel, tarihi ve coğrafi avantajlarının yanı sıra insan kaynağı ve teknolojik gelişim ile de elinde var olan avantajlarını geliştirme olanağına sahip olduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca, bu alanda çalışanların farklı yabancı dillerde yeterliliklerinin geliştirilmesi ve eğitim eksikliklerinin giderilmesi, aracı kurumlar üzerinde daha sıkı denetimler yapılması, büyük potansiyel taşıyan termal turizm alanında yatırımların teşvikler ile desteklenmesi önerilmektedir.
An innovative approach for higher education
(Suat Teker, 2024-07-30) Eşkinat, Ali; Teker, Suat
Purpose- The purpose of this study is to reflect the position of higher education institutions facing to adapt their strategies to the competitive priorities of the digital transformation era. This paper intends to clarify the new needs and demands of the prospective college students and the required response of universities to stay competitive in the new atmosphere. For this reason, this paper advocates “An Innovative Approach for Higher Education” model for the contemporary university of the new age. Methodology-. The study employs a literature review aiming to reflect the new needs and conditions in the higher education system based on selected topics. A comparative analysis of the needs of higher education institutions against the demands of college students and employers of the world of 2020s was considered. The aim was to analyze the required actions of the universities in the competitive environment concerning demands of the prospective college students including non-educational services and examine the potential for a model of An Innovative Approach for Higher Education. Findings-. The analysis reveals that higher education institutions should adapt themselves to the expectations of new student generations and design their strategies accordingly. Notably, it is clearly seen that the universities have not only be digitalized in their conventional noneducational services but also be ready to supply the demands and conditions of the competition in the digital transformation era. As a matter of the fact, over the Covid-19 crisis most universities keep increasing the use of hybrid model in all disciplines in their education system forced by the market demand. Furthermore, new concepts like industry 5.0 and Society 5.0 provide a basis for the University 5.0 model in parallel to the expectations of the new student generations. Under these circumstances, the results reveal that contemporary universities of this age should concentrate on such topics as understanding Generation Z’s perspective on embracing digital technologies, academic excellence, effective digital transformation in non-educational services and supplying employers’ demands to build a model of An Innovative Approach for Higher Education. Conclusion-. Findings may be concluded that students of digital age extend minor interest in conventional non-educational facilities. Indeed, their priorities have changed in parallel to technological advantages of digital transformation era and their value expectation from undergraduate education towards their career. As a matter of fact, the Covid-19 period brought a serious momentum towards a digital transformation of universities. For this reason, it may be argued that there may be no need for usual conventional non-educational components, and related elements for higher education in the near future. Instead, a significant need for a clear perception to meet the expectations of college students and prospected employers reflecting the new conditions of 21st Century is valid. For this reason, universities should rethink and redesign their structures. Indeed, blended learning in traditional universities and inevitable growth of digital higher education institutions named as University 5.0 will be seen after 2030s.
Export potential of Turkish SMEs
(Suat Teker, 2024-07-30) Teker, Suat; Teker, Dilek; Orman, Irmak
Purpose- Digital channels are gaining more and more share from trade and commerce, especially after Covid 19 pandemic. People have adopted to online buying and marketplaces became important retailing tools for manufacturers. E-commerce is rising not only in closed commercial areas but also across different countries, even continents with developments in cross-border e-commerce. Governments, global digital platforms, consumer habits are creating and supporting the demand of buying online from anywhere and numbers are showing that this creates an opportunity for Turkish businesses to become exporters. This study aims to highlight the potential for small and medium sized businesses in Turkey to become exporters. Methodology- The study examines historical export growth data of Turkey in detail using secondary data. The historical data is used to make a projection for future and highlight the potential of growth for Turkish SMEs. Current marketplace platforms’ business models are also examined and carefully analyzed to present an understanding of the potential business models. Findings- The numbers are showing that Turkish exports are growing in Europe and USA. Capex heavy industries have the highest share among the exports but e-commerce is also growing. Some industries like textile, jewellry and small appliences has a higher growth potential withing cross border e-commerce. Conclusion- Adoption to online retail is getting higher and higher. More people are buying from online marketplaces and the origin of the transaction is losing its importance with one-day deliveries. It is important to open shops not only physical but also on different platforms. It is easier for business owners to sell across the world and become exporters. By having international customers, businesses distribute regional risks and also become financially stronger. It is important for Turkish SMEs to understand their risks and seek international growth opportunities, such as doing exports. Turkey’s unique geographical location is a very important asset but Turkish businesses should keep in mind that all international producers are now seeking opportunities to create through online platforms.
Okul öncesi çocuklara uygulanan Grup Theraplay'in duygu ve davranış sorunları, sosyal yetkinlik düzeyleri ve öz düzenleme becerilerine etkisi
(Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-06-02) Yıldırım, Pelin; Aktan, Z. Deniz
Bu araştırma, Grup Theraplay uygulamasının okul öncesi dönemdeki çocukların duygu ve davranış sorunları, sosyal yetkinlik düzeyleri ve öz düzenleme becerileri üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma, bir belediyeye bağlı gündüz bakımevlerine devam eden 4–5 yaş aralığındaki çocuklarla gerçekleştirilmiştir. Çalışma başlangıcında müdahale grubunda 60, kontrol grubunda 52 çocuk yer almıştır. Belirlenen dışlama kriterlerine göre yapılan değerlendirme sonucunda, analizlere müdahale grubundan 49, kontrol grubundan 45 çocuk dahil edilmiştir. Müdahale grubuna 10 oturumluk Grup Theraplay uygulanmış, kontrol grubuna herhangi bir müdahale yapılmamıştır. Veriler, Güçler ve Güçlükler Anketi (GGA), Sosyal Yetkinlik ve Davranış Değerlendirme Ölçeği (SYDD-30) ve 4-6 Yaş Çocuklarına Yönelik Öz Düzenleme Ölçeği aracılığıyla öğretmen ve ebeveyn formlarına dayalı olarak toplanmıştır. Buna ek olarak, araştırmacı tarafından müdahale grubundaki çocukların olumlu ve olumsuz davranışlarındaki değişimi daha kapsamlı değerlendirmek amacıyla Çocukların Grup Theraplay’deki Gelişim Değerlendirme Formu da doldurulmuştur. Çalışmanın analizlerinde bağımlı ve bağımsız örneklem t-testleri ile normalize kazanç (gain score) hesaplamaları kullanılmıştır. Araştırmanın başlangıcında, öğretmen verilerine göre Güçler ve Güçlükler, Dikkatsizlik/Hiperaktivite, Duygusal Sorunlar, Sosyal Davranışlar, Öz Düzenleme, Dikkat, Çalışma Belleği, Engelleyici Kontrol ve Sosyal Yetkinlik; ebeveyn verilerine göre ise Öz Düzenleme, Dikkat, Çalışma Belleği ve Engelleyici Kontrol alt boyutlarında, müdahale ve kontrol grupları arasında anlamlı ön test farklılıkları saptanmıştır. Bu nedenle, gruplar arasındaki başlangıç düzeylerini dengeleyerek müdahalenin etkisini daha doğru değerlendirmek amacıyla normalize kazanç (gain score) hesaplamaları yapılmıştır. Öğretmen verilerine göre; Güçler ve Güçlükler, Duygusal Sorunlar, Dikkatsizlik/Hiperaktivite, Öz Düzenleme, Dikkat ve Engelleyici Kontrol alt boyutlarının müdahale grubunun ön test-son test puanları arasında ve son testte müdahale ve kontrol grupları arasında anlamlı farklar saptanmıştır. Davranış Sorunları alt boyutunda ise yalnızca gruplar arası son test karşılaştırmasında anlamlı bir fark bulunmuştur. Sosyal Davranış boyutunda, son testte gruplar arasında anlamlı fark bulunmuş; her iki grup kendi içinde anlamlı artış göstermiş fakat kontrol grubundaki artış müdahale grubundan daha fazla olmuştur. Ebeveyn verilerine göre ise Güçler ve Güçlükler, Dikkat, Dikkatsizlik ve Hiperaktivite, Öz Düzenleme ve Engelleyici Kontrol alt boyutlarında yalnızca müdahale grubunda anlamlı gelişim saptanmıştır. Ayrıca bazı değişkenlerde yaş, cinsiyet, ebeveyn eğitimi, annenin çalışma durumu ve sosyoekonomik düzey gibi sosyodemografik etkenlerin anlamlı fark yarattığı bulunmuştur. Bulgular, Grup Theraplay’in okul öncesi dönemde yürütücü işlevleri desteklemede ve çocukların çeşitli duygusal ve davranışsal güçlüklerini azaltmada etkili bir müdahale yöntemi olabileceğini ortaya koymaktadır.